Onlar prematüre bebek anneleri... Hem kendileri, hem de minicik bebekleri çok sıkıntılı günler yaşadı. Yoğun bakım sürecinden sonra ise daha da zor geçecek olan iki-üç yıl onları bekliyordu. İşi gücü bırakıp evlerini adeta steril bir hastaneye çevirdiler ve minik yavrularını sağlıkla bu günlere getirdiler. İşte El Bebek Gül Bebek Derneği'nde tanışıp arkadaş olan üç annenin sıra dışı hikayesi...
FUNDA KARAMUK/34 yaşında
'İKİNCİ ÇOCUĞA CESARETİM YOK'
Funda Karamuk, 4.5 yaşındaki Hira'nın annesi. Hira, 930 gram olarak 27 haftalıkken doğdu. Karamuk 21 gün yoğun bakımda, Hira ise 81 gün kuvözde kaldıktan sonra evlerine kavuştular...
Planlanmış bir hamilelikti, 27'nci haftaya kadar hiçbir sorun yoktu. Acile gittiğimde tansiyonum 18/24 idi. Hemen ameliyata alındım. Annenin hayatını kurtarmak için yapılan bir operasyondu; gebelik sonlandırılacaktı. Rabbim müsaade etti, Hira yaşadı... Ve ben de tabii...
Ben başka bir hastanede, kızım başka bir hastanede yoğun bakımdaydık. Üçüncü gün ayıldığımda karnıma dokundum, baktım yok! Ama hissettim, hissediyorsunuz. Karnıma dokunup "Anneğimcim geleceğim, merak etme" dedim.
Hira, 930 gram doğmuştu ama tabii ben iyileşip onun yanına gidene kadar 1 kilo 200 gram olmuştu. Yoğun bakımda bir beyin kanaması geçirmişti. Ayrıca akciğerleri gelişmeden doğmuştu.
Doktor bize nelerle karşılaşabileceğimizi anlattığında ona "Ben kızımı alıp gideceğim buradan" dedim.
Kızımı 70'inci günde emzirmeye başladım, henüz kirpikleri bile yoktu. Doktora utancımdan "Benim bebeğimin kirpikleri çıkacak mı?" diye soramadım...
EVİ HASTANEYE ÇEVİRDİK
81'inci günün sonunda Hira'nın fizik tedavisine başladık. İlk altı ay evi hastane ortamına çevirdik. Hira 12 aylıktan beri yani yürümeye başladığından beri atel giyiyor ve atellerine çok hakim bir çocuk. Bana "Çok şey başardınız" diyorlar; bunu başarmak Hira'nın doğasında var.
Üç yıldır El Bebek Gül Bebek Derneği'nin yönetim kurulundayım ve prematüre bebek aileleri ile birlikteyim. İkinci çocuk için cesaret edemiyorum ama Hira'ya bir şey olsaydı, o zaman bir çocuğum olsun diye uğraşırdım. Ailelere şunu söyleyebilirim: Güçlü olun, inanın; her şey yoluna girecek!
MERVE ÖZKAN/27 yaşında
'PSİKOLOJİK DESTEK ŞART'
2 yaşındaki Ayşe, dünyaya gözlerini 22'nci haftada 580 gram olarak açtı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; kuvöze alınmayabilirdi. Yaşama ihtimali çok düşüktü, yaşasaydı da bir sakatlık ile yaşaması çok yüksek ihtimaldi. Tam 125 gün süren yoğun bakım macerasında kazanan sadece Ayşe değil, Özkan Ailesi de oldu. Anne Merve Özkan, şu anda ikinci bebeğine dört aylık hamile...
Hamileliğimin 21'inci haftasında bel ağrım olmaya başladı, 'Kum döküyor olabilirsin' dediler.
22'nci haftada normal doğum yaptım. Ayşe 580 gram doğdu, su şişesi kadardı. Eğer eşim o hastanede çalışmıyor olsaydı muhtemelen bebeğe müdahale etmezlerdi.
Onu ilk kez 90 günlükken kucağıma aldım. Ben ona dokunup konuşurken kandaki oksijen seviyesi normale dönüyordu; tepki veriyordu.
KALP AMELİYATI OLDU
24 haftanın altında doğan bebeklerin çoğunda fiziksel veya beyinsel bozukluk oluyor ama Ayşe'de öyle bir şey yok. Kızım; kalp ameliyatı ve gözünden lazer ameliyatı oldu. 'Sakat kalabilir, zekası geri olabilir, sürekli yatabilir' dediler. Eşim bu yüzden önce Ayşe'ye müdahale etmelerini istemedi. Ayşe'ye bir kere dört dakika boyunca solunum cihazı takılamadı. Eşim o an "Bırakın" dedi.
Ayşe'nin akciğerleri gelişmediği için çok yüksek seviyede oksijen verildi, bu yüzden gözleri kör olabilirdi ama çok şükür fazla sıkıntı yaşamadık, Ayşe'nin yanında her an babası vardı.
Prematüre bebek annesi olmak çok zor ama bir mucizenin var olduğunu bilip mucizeyi yaşatabilmek daha zor...
Bence her prematüre annesi psikolojik destek almalı. Ben almadım ve çok pişmanım. İkinci hamileliğimde çok daha bilinçli ve her şeye hazırlıklıyım.
GÜLÇİN AKYÜREK/32 yaşında
'EMZİRMEK İÇİN UFAKTI'
Gülçin Akyürek, 3 yaşındaki Leyla'nın annesi. Leyla, 840 gram olarak 27 haftalıkken dünyaya geldi. 78 gün boyunca kuvözde yaşam mücadelesi verdi. Sonunda savaşı kazandı ve hastaneden taburcu olup evine geldi...
Ben ilk hamileliğimi 25 yaşında yaşadım ve bebeğimi 5.5 aylıkken karnımda kaybettim. Yapılan testlerde rahim ağzı kanseri olduğum ortaya çıktı, ameliyat oldum. Tekrar hamile kaldım. Bu sefer tromboz denilen bir rahatsızlık çıktı. Bebeğimi iki aylıkken karnımda kaybettim. Sonra onun üstüne bir kere daha hamile kaldım. Onu da yine trombozdan dolayı 1.5-2 aylıkken kaybettim. Tekrar bebeğim olsa taşıyamayacağımı söylediler ama ben bebek sahibi olmayı çok istediğim için doktora gittim. Hamile kaldım. Doktorum yatmam gerektiğini söyledi. Tromboz olduğu için de karnımdan her gün iğne vurmak zorunda kaldım. Dört aylık hamileyken ameliyat oldum ama yine de Leyla 27 haftalıkken doğdu.
İLK DİŞİNİ 14 AYLIKEN ÇIKARDI
Leyla 840 gram doğdu. Bu kadar küçük olacağını tahmin etmemiştim. Kuvözden çıktıktan sonra emzirmeye çalıştık ama çok ufaktı.
Prematüre bebek bakımı, normal bir bebek bakımı gibi değil; ekstra özen göstermeniz gerekiyor. hastane ortamı nasılsa ev de öyle olmak zorunda. Benim evime iki sene boyunca hiç kimse gelmedi, ben de gitmedim.
Leyla 1 yaşındayken, 6 aylık gibiydi. Biz bir yere gittiğimiz zaman asla Leyla'nın yaşını söylemiyor, "8 aylık" diyordum. Onun bütün gelişimi birden oldu. Diş çıkardığında 14 aylıktı. 1 yaşındaydı, yürümüyordu. Bir sabah babasıyla karşılıklı oturuyorlar, kalktı yürüdü. Onu görünce şoke olduk, yani nasıl bir çocuk birden kalkar yürür diye. Leyla çok hareketli bir çocuk. Bundan sonra hiç hasta olmadan bizimle birlikte olacağı günler diliyorum.