Prof. Dr. Akkaya, "Klinik olarak değerlendirildiğinde, astım tedaviyle veya kendiliğinden düzelen yaygın hava yolu obstruksiyonu olarak ifade edilebilir. Birçok hücre ve hücresel elementin, mediyatörlerin rol aldığı, hava yollarının kronik inflamatuvar bir hastalığıdır.
Kronik inflamasyon, özellikle gece veya sabaha karşı gelişen, tekrarlayıcı özellik gösteren öksürük, göğüste sıkışma hissi ve hırıltılı solunumla karakterizedir. Bu durum hava yollarında aşırı duyarlılığa neden olur. Astım hastalığı ülkemizde, erişkinlerde yüzde 2 ile 5 arasında, çocuklarda ise yüzde 2 ile 10 arasında bulunmuştur" dedi.
Prof. Dr. Akkaya, etkileyen faktörlere göre astımın intrinsik, mesleki, yaşlılık, gebelik, menstruel ve ekstrensek olarak çeşitlendirildiğini ifade etti. Dış ortamda bulunan polenler, ev tozları, küfler, hayvan tüyleri gibi alerjenlerin astıma yol açabildiğine değinen Akkaya, "Bölgemizde polenlerin neden olduğu astımın daha sık görülüyor.
Prof. Dr. Akkaya, şunları kaydetti: "Bu hastalarda ilkbahar ve sonbaharda polen yoğunluğu nedeniyle semptomlar artma gösterir. Semptomlar, gözlerde kaşıntı, kızartı, sulantı, burunda; kaşıntı, akıntı, tıkanıklık, hapşırık; deride kaşıntı, kızarıklık gibi belirtiler oluşabilir. Daha sonra hırıltılı solunum ve nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi şeklinde astım bulguları kendini gösterir.
Astımın bu hastalarda kontrol altına alınamamasının nedenleri; bronş aşırı duyarlığının bulunması, tedavi uyumsuzluğun bulunması, inhalerlerin uygun kullanılmaması, sigara kullanımına devam edilmesi, düşük gelir gibi psikososyal nedenlerin bulunması, allerjen maruziyetin yoğun olarak var olması, beta bloker gibi ilaç kullanımının bulunmasıdır."
Kaynak: DHA