SARS virüsü ilk olarak Çin'de görülen ve bir dönem dünya gündemini meşgul eden, binlerce kişinin ölümüne neden olan Corona virüs benzeri bir salgın olarak bilinmektedir. Çin, Tayvan, Singapur, ABD ve Kanada gibi ülkelerden bundan tam 17 sene önce rastlanmış bu salgın ülkemizde rastlanmamıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yapılan corona virüs açıklaması sonrasında tekrar gündeme gelen SARS virüsü o dönem yapılan araştırmaların sonucunda hayvanlarda ve insanlarda üst solunum yolu enfeksiyonları ve enterokolitlere yol açtığı gözlemlenmiştir. Peki, SARS virüsü ne zaman ortaya çıktı, nasıl tedavi edildi? İşte tüm detaylar…
SARS VİRÜSÜ NEDİR, NASIL KONTROL ALTINA ALINDI?
Şubat ve Haziran 2003 tarihleri arasında önce artan, daha sonra azalan bir ivme ile dünya gündemini meşgul eden bu hastalık için takip eden kış dönemi ile birlikte yeniden bir patlama beklenmeye başlandı. Çin, Tayvan, Singapur, ABD ve Kanada gibi SARS olguları ve ölümleri görülen ülkeler eylem planlarını yaparak hazırlandılar. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) başta olmak üzere pek çok yerel ve küresel dernek ve kuruluşun yoğun işbirliği ile kriz aşıldı.
Hastalık etkeni SARS-CoV olarak isimlendirildi. Düşman antijenik ve genomik yapısı farklı yeni bir coronavirus idi.
Coronavirusler, tek sarmallı RNA virusleridir. Hayvanlarda ve insanlarda üst solunum yolu infeksiyonları ve enterokolitlere yol açarlar. SARS etkeni olan coronavirus, ölümüne neden olduğu meslektaşımız Carlo Urbani anısına Urbani suşu olarak da adlandırılır.
Bulaşmada yakın temas (Hasta bakımı, hasta ile birlikte yaşama, şüpheli olgunun solunum sekresyonları ve/veya vücut sıvıları ile direkt temas) önemlidir. Bu nedenle hastane personeli ve hasta yakınları birinci derecede risk altındadır.
SARS hastalarının aile fertleri, yemek araç-gereçleri kullanımı ve birlikte yatmak gibi yakın temastan kaçınması.
SARS hastasının vücut sıvıları ile gerçekleşebilecek her türlü temasta, tek kullanımlık eldivenler tercih edilmesi.
SARS hastalarının aile fertlerinin bu 10 günlük süre boyunca, ellerini sık sık yıkaması ve alkol bazlı temizleyicileri kullanması.
SARS hastasının öksürmeden ya da hapşırmadan önce ağzını ve burnunu mendille kapaması ve devamlı maske takması.
SARS tanısı konulan hastaların ateş ve solunum yolu şikayetleri geçse dahi hastalık iyileşene kadar, ev dışındaki etkileşimlerini sınırlamaları, işe, okula ya da başka kamusal alanlara gitmemeleri tavsiye edilmektedir.
SARS VİRÜSÜ TEDAVİSİ VAR MIDIR?
SARS şüphesi altındaki hastalar, şüphe dışlanana kadar tipik ve atipik pnömoni etkenlerini kapsayan geniş spektrumlu antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Tedavide antiviral ajanlar ve kortikosteroidler önerilmektedir.
SARS'ın tedavisinde kullanılan antiviral ajanlar konusunda yapılmış prospektif çalışma sayısı çok azdır. Ribavirinle yapılmış 7 büyük çalışmadan sadece biri prospektif olarak düzenlenmiştir. Bu çalışmaların genel sonuçlarında ribavirinin etkinliği kanıtlanamamıştır. Antiviral tedavite ek olarak verilen kortikosteroid tedavinin klinik ve radyolojik iyileşmeden sorumlu ajan olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca etkin ve hemoliz gibi korkulan yan etki oranı düşük, güvenli ribavirin dozu konusunda da bir konsensus yoktur. İnterferon alfa da antiviral olarak kullanılan ajanlardan biridir. Ancak ribavirinde olduğu gibi yeterli çalışma yoktur.
Hastalıkta temel tedavi ortaya çıkan solunumsal sorunlara yönelik destek tedavisi, gerekirse oksijen ve ARDS geliştiğinde invasiv mekanik ventilasyondur.
SARS VİRÜSÜ BELİRTİLERi
Ateş
Üşüme-titreme
Kas ağrısı
Keyifsizlik
Burun akıntısı
Boğaz ağrısı
Öksürük
Nefes darlığı
Göğüs ağrısı
Anoreksi
Bulantı-kusma
Diare
Baş ağrısı
Baş dönmesi