Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Suriye: Harita yeniden çizilecek

Esad rejiminin yaptığı işkenceleri ve cinayetleri belgeleyen fotoğraflar korkunçtu ama şaşırtıcı değildi. Biraz abartarak şöyle diyebilirim: Suriye devletinin işkence yapması değil, yapmaması haberdir!
Niye mi? Biz bu adama acımasız diktatör demiyor muyduk? Diyorduk! Suriye'nin muhaberat devleti olduğunu, herkesi izlediğini, hoşlanmadığını merkeze çektiklerini söylemiyor muyduk? Söylüyorduk!
Bugün dünyada (sistematik) işkence yapması büyük haber olması gereken çok az devlet var: Norveç, İsveç, İsviçre gibi... Onların vatandaşına işkence yapması şaşırtıcı olaydır. Adamın köpeği ısırmasıdır. Manşet olur.
Diğer devletlerde ise işkence ya sistematik ya da "birçok münferit olay" (?) şeklinde devam ediyor.
Yeni Mesaj adlı gazete, Suriye Adalet Bakanlığı'nın izinden giderek, işkence görüntüleri için "Esad'a foto-tezgâh" demiş.
Marjinal bir yayın ama zihniyeti tartışmak gerek.
Yahu ben oturduğum yerden biliyorum Suriye'de işkence olduğunu. Savaştan önce vardı. Savaşla birlikte zirve yaptı. Baas rejimini siz ne sanıyorsunuz?

Herkes canavarlaştı

Hatta şu da söylenebilir: Suriye devletinin işkencesi, karşı tarafı zıvanadan çıkardı. Kısasa kısas anlayışı devreye girdi. İlkel dürtüler su yüzüne çıktı. El Kaideciler de Esad yanlılarına, Şiilere ve Hıristiyanlara yapmadıklarını bırakmadı: Tecavüz, göz oyma, kafa kesme, vs. (Yakında onların da fotoğrafları çıkar.)
"Esad savaş suçlusu olarak yargılanmalı" diyenlere, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, "Savaş suçunu iki taraf da işliyor" diye cevap verdi.
Laf hem doğru, hem de politikti: Hedefi genişleterek, suçlamaların Esad'da odaklanmasını engellemeye çalışıyor. Zaten amaçlarını da apaçık söylüyor: "Öncelikli hedef akan kanın durması. Sonra gereken yapılır..."
Cenevre-2 konferansında, Esad delegasyonunu çileden çıkartacak açıklamayı ABD Dışişleri Bakanı John Kerry yaptı: "Esad kurulacak geçici hükümette yer alamaz." Zaten alırsa, hiçbir ilerleme kaydedilemez.

'Suriye halkı' kaldı mı?
"Suriye'nin geleceğine Suriye halkı karar verir" sözü kulağa çok hoş geliyor. Tamam ama Suriye halkı kaldı mı? 3 milyon Suriyeli komşu ülkelere kaçtı... Bunların 700 bini Türkiye'de... Dönseler, çoğunun evi barkı yok.
İki tarafın da işlediği savaş suçları, tarafları birbirine düşman etti. Herkes karşı tarafa diş biliyor.
Hem sonra dünyanın dört bir yanından cihatçılar Suriye'ye doluştu. 700 Fransız vatandaşının savaşmaya gittiğini Cumhurbaşkanı Hollande açıkladı. Irak-Şam İslam Devleti kurmak isteyen idealist savaşçılarla dolu ortalık... Bu eli silahlı adamları, "Suriye halkı" ülkeden çıkarabilir mi?
Ayrıca Suriye Kürtleri, kendi devletini kurmaya kararlı. Bayrak dikiyor, bakanlar kurulu oluşturup, ordu kurmaya çalışıyorlar. Daha sonra Irak Kürdistanı ile birleşmeye çalışacaklardır.
Bu fevkalade sorunlu ortam nasıl yoluna girer? Ben şu kadarını biliyorum: Suriye, Birinci Dünya Savaşı sonunda İngilizler (ve Fransızlar) tarafından kurulan bir ülke. Şimdi ABD'nin öncülüğünde haritası yeniden çizilecek. Dün söyledim, tekrarlayayım: Türkiye haritayı çizenler arasında olmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA