İngiltere kralı VIII. Edward aşkı yüzünden tahttan inmiş, Beatles bir aşk yüzünden dağılmış, Truva Şehri bir aşka kurban gitmişti.
Tarihteki bu örneklere bakıp aşk nelere kadirsin diye iç geçiresi geliyor insanın.
Bugün hangimiz, sevdiği kadın ya da erkek için bir şehri kuşatır ya da John Lennon gibi gelmiş geçmiş en büyük müzik grubunun kurucularından biri olup, aşkı için gruptan ayrılırdı acaba?
İşadamı Serdar Bilgili'nin de destek verdiği bu sergi sayesinde İstanbul, Avrupa'nın en büyük sanat organizasyonlarından birine ev sahipliği yapmış olacak. Fotoğrafın yanı sıra resim, heykel gibi farklı alanlarda üne sahip pek çok sanatçının yolu İstanbul'da kesişecek.
Sorumun cevabı yazımın sonunda gizli…
Her şey iki yıl önce İstanbul'da bir restoranda başlıyor.
Gece sonunda mail adresleri veriliyor, işadamının bir dahaki İstanbul seyahatinde yeniden buluşmak, ikisinin de tutkunu olduğu sanat merkezlerinde zamanlarını geçirmek üzere sözler veriliyor.
Amerikalı işadamı yine bir sergi daveti üzerine çıktığı Avrupa seyahatinin sonrasında soluğu Türkiye'de alıyor.
İstanbul'a geldiği günün ertesi sözleştiği üzere yeniden buluşuluyor.
İşadamı her fırsatta İstanbul'a koşuyor. İstanbul'un güzelliğine bir de yasadığı romantik aşk ekleniyor. Sonunda, tesadüf ile başlayan Michael Shvo ile Seren Ceylan'ın aşkı nikah masasında son buluyor.
Sanat haberi olarak hazırladığım David La Chapelle haberinin altından 21'nci yüzyılın modern bir aşk hikayesi çıkıyor.
Bu hikâyeyi duyduğumda içimdeki o heyecan tekrar kabardı, yeniden inandım "Aşk" a. Öyle ya Sait Faik boşuna söylememiş;