2011 yılının Eylül ayında dünya kapitalizminin merkezi olan Wall Street'de ortaya çıktılar. Meşhur Zuccotti parkı yaklaşık iki ay işgal ettiler. Haber televizyonları bu eyleme yayınlarında ilgi göstermedi. Ana akım gazetelerde de ciddi bir yer bulamadılar. Fakat hareket sosyal medyada dalga dalga yayıldı. Kendilerine Occupy Wall Street (OWS) hareketi diyorlardı.
Eylemciler ne istiyordu?
Zuccotti Park'ta Eylemciler gelir dağılımındaki adaletsizliğe, finans sektörünün herkesi köleleştirmesine, dev şirketlerin siyaseti kontrol etmesine, vergilerin doğru yerlerde kullanılmamasına, çevreye verilen zarara ve savaşlara isyan ediyorlardı. Somut olarak talepleri belliydi. Yazılı dökümanları vardı. "biz %99'uz ve %1'e isyan ediyoruz" sloganı etrafında biraya gelerek azınlığın coğunluğa tahakkümüne karşı çıkıyorlardı.
OWS ve Gezi Park
Gezi Park'ta ağaçları korumak üzere "eylemin ilk günü" toplanan eylemcileri bazı yönlerden Zuccotti Parkı işgal eden OWS hareketine benzetmek mümkün. Fakat polisin orantısız güç kullanımı ile Taksim Gezi Park'taki eylemin görünümü OWS hareketinden uzaklaştı. OWS herşeyden önce sonuna kadar pasif ve barışçıldı. Beğenmediklerine, kendileri gibi düşünmeyenlere hakaret yoktu. Ne olursa olsun şiddet OWS'nin ruhuna tersti. NYPD orantısız güç kullanarak pek çok eylemciyi yaraladı. Bu süreç içerisinde pasif direniş gösteren eylemcilerden binden fazlası gözaltına alındı. Biber gazı sıkıldı. Çadırlar polis tarafından kaldırıldı. Eylemcilerin gösteri ve protestolarına Zucotti Park'ta devam etmelerine izin verilmedi. Hareket zaman içinde eylemselliğini yitirdi. Fakat OWS hareketi kendini provokasyonlardan koyurayarak başladığı noktada durmayı başardı. Taksim Gezi Park eylemi ise bambaşka bir hal aldı. Şiddet şiddeti doğurdu ve ağaçları koruma fikri ile buluşan kitle biranda kendini provokasyonların merkezinde buldu. illegal örgütler sürece dahil oldu ve resim Türkiye'nin aleyhine tamamen değişti.
Eylemlerin maliyeti
OWS hareketinin ABD'ye ciddi bir maliyeti olmadı. Borsa etkilenmedi. Şehirler tahrip edilmedi. Kamu araçlarına zarar verilmedi. Fakat Taksim Gezi Parkında başlayan ve şekil değiştiren eylemlerin "görünür" maliyeti milyar doları aşacak düzeyde seyrediyor. Borsadaki düşüş, turizm sektöründeki iptaller, şehirlerin gördüğü zarar, kamu mallarına yapılan saldırılar ve güvenlik için harcanan paralarla birlikte maliyet sürekli artıyor. Ve Türkiye ekonomisi kaybediyor.
Zuccotti Park'ta karşılaştığım akademisyen bir eylemci ABD ekonomisi ile Türkiye ekonomisinin yükselen grafiğini kıyaslayıp "üreterek büyüyen ve bölgenizde parlayan bir ülkeniz var ama küresel sistemin baronlarına da dikkat edin" demişti.
Doğuda yatırımların başlayacağı, IMF borçlarının bittiği, Türk ihracatçısının yeni pazarlar bulduğu ve kredi derecelendirme kuruluşlarının yatırım yapılabilir notunu vermek zorunda kaldıkları bu ortamda ülkenin gerilimli bir sürece itilmesi dikkatimi küresel baronlara ve onların temsilcilerine yöneltti.