Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Neyi kutlayacaktınız?

Gün dönüp yıl dönünce, takvim 1 Ocak 2021'i gösterince "salgının biteceğini" düşünen salaklar var.
Bunlar "gel artık 2021" diye siftiniyorlar.
Hatta kutlamaya hazırlanıyorlardı ama yılbaşında 4 gün sokağa çıkma yasağı ihtimali belirdi... 31 Aralık, 1 Ocak, 2 Ocak ve 3 Ocak... Perşembe, cuma, cumartesi ve pazar...
Tüh, Hazret-i İsa'nın doğum gecesini kutlamak için alınan çamlar kazığa dönüşecek. Bu yıl belki "çamcılar" satış da yapamayacaklar. Fındık fıstık bayatlayacak.
Kaldı ki, 25 Aralık da İsa'nın doğum günü değil, Romalılar'ın Mitra Bayramı'dır. Basit bir "gündönümü" kutlaması. "Alışkanlık olduğu" için İsa'ya uydurulmuş, Hristiyanlar'a böyle bir "gel gel" yapılmıştır.
İşin matrağı, bunu Hristiyanlar da biliyorlar. Siz ne diyorsunuz yahu, Papa bile kabul etti.
Ama gene de kendilerini alamıyorlar.
Çünkü işin içinde büyük para dönüyor.
Türkiye'de yılbaşı kutlamasını "ilericilik" sanan ahmaklar da var.
Bizim yerli malı kendini alamayan takımı belki yılbaşında "kaçak parti" de yapar...
Nasıl olsa cezalar "baba parasından" ödeniyor. Belki de hiç ödenmiyor.
Esenyurt'ta Miss Uganda yarışması düzenlenen ülkede artık hiçbir şeye şaşmıyoruz.
Benim merak ettiğim, Şeyma yeni yıla nerede ve kiminle girecek?
Türkiye'nin en önemli meselesi budur.
Adı geçen ülkenin basını öyle diyor.
Eh, asil ve necip büyük ve küçük burjuvalarımıza Noel ile yılbaşının "aynı şey olmadığını" yıllardır bir türlü öğretemeyen matbuat elbette Şeyma'yla uğraşır.
Böyle durumlarda en iyisi ne yapacaksın?
"Yarasa" operetine bakacaksın. Bir yılbaşı gecesi geçer.
Hapisanenin duvarında bir takvim vardır, ayyaş gardiyan Frosch 31 Aralık yaprağını koparır.
Altından 32 Aralık çıkar!
Galiba ilk kez hayata geçecek.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz


Solda kuyu var sağdan geç

İstiklal Caddesi'nde artık sağdan yürünecekmiş.
Sağını solunu bilen insanlar için sorun değil.
Belki ne sağcı ne solcu olduğunu söyleyen politikacılar için problemdir ama onlar da oralarda dolaşmazlar.
Tramvay rayları "median" kabul ediliyor.
Politikacılar isterlerse oradan yürüsünler.
Üç metrekareye bir kişi düşecekmiş.
Böylece caddede aynı anda 7 bin kişiden fazlası bulunmayacakmış.
Taksim ve Tünel uçlarında "güvenlik noktaları" oluşturulacak ve kelle sayılacak.
İnsanlar yüz yüze gelmeyecekler, birbirlerinin ense tıraşına bakacaklar.
Ama caddede 5 bin kadar çalışan da var ve bunlar hesaba dahil edilmeyecekler.
Böylece toplam kişi sayısı bir seferde 12 bine çıkacak.
Ayrıca, kestaneci, simitçi gibi satıcıların çevresinde toplaşmak, kalabalık etmek yasak.
Baktılar ki kalabalık ediyorlar, hemen dağılacaklar.
Üç metrekarede ikinci kişiyi oluşturuyorlarsa da hemen çizginin dışına çıkacaklar.
Disiplinde Alman milletini bile kıskandıran aziz halkımızın bu kurallara "harfiyen" uyacağından eminiz.
Yerde maske bulanın "beleş diye" alıp taktığı ülkede...
Gözünüz aydın, Beyoğlu'nda koronavirüs meselesi bitmiştir. Darısı Esenyurt'un başına.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA