Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Şaka gibisiniz

İktidarın yeni bir seçim kanunu çıkarıp seçim barajını yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşürme projesini sertçe eleştiren Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde yüzde 10 seçim barajını kaldıracaklarını açıklamış!
Bu memlekette seçim barajı kaldırılacaksa onu da biz kaldırırız... İmza Nevzat Tandoğan.
Yetmişli yıllarda bir banka reklamı vardı:
"Bankaya mı gidiyorsun Selami?"
"Hayır, bankaya gidiyorum."
"Yaaa... Ben de seni bankaya gidiyorsun sanmıştım..."
Biraz ona benzedi.
Kılıçdaroğlu "yuvarlak" konuşuyor, barajı hepten mi kaldıracaklar yoksa yüzdesini mi düşürecekler, söylemiyor.
Mal mal bakan muhalif muhabirin aklına da bu soruyu sormak gelemiyor...
Düşürecekse, kaça düşüreceğini açıklamak ve bu konuda iktidara terbiyesizlik etmemek zorundadır.
Hepten kaldıracaksa, bunu da açık seçik telaffuz etmekle yükümlüdür.
En kıytırık partinin bile meclise girebilmesine olanak sağlamak, Türkiye'yi 1919-1933 döneminin "Weimar Almanyası'na" çevirir.
Bir türlü hükümet kurulamaz...
Ama bu parlamenter sistemde bir sorundur, başkanlık sisteminde mecliste seksen sekiz parti de bulunsa bunun bir "kıymet-i harbiyesi" yoktur.
Hazretin kafasındaki "güçlendirilmiş" parlamenter sistemin, meclisi irili ufaklı partilerle doldurulmuş ve çalışamaz hale getirilmiş, birkaç ayda bir değişen saçmasapan koalisyonlarla yönetilen, daha doğrusu yönetilemeyen "zayıflatılmış" parlamenter sistem olduğu anlaşılıyor!
Eh, Weimar Anayasası döneminin Almanyası'nda olduğu gibi arkadan da faşizm gelir.
Ya da bürokrat diktası... Çıkacağı kapı aynıdır.
Ya da teröristlere "biz böyle bir devletten ayrılıyoruz" diyebilme fırsatı!

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Kılıçdaroğlu aynı zamanda bir "siyasi ahlak yasası" çıkaracakmış...
İçeriğini söylemiyor.
Ortadan bir laf ediyor, ne anlama geldiğini ve ayrıntılarını kendisi de bilmiyor da ondan.
Amaç "iktidar siyasi ahlaksızdır" gibilerden bir algı operasyonu yürütmek, son zamanların moda deyimiyle "subliminal" mesaj vermek.
Kendisine yardımcı olalım.
Acaba bu siyasi ahlak yasası, "başka partilere seçimden önce ödünç mebus verip seçimden sonra geri almayı" yasaklayan bir yasa olabilir mi?
Çünkü bunu yapan, siyasi ahlaksız değilse nedir?
Genel başkanın emriyle partiden istifa edip sonra da gene aynı başkanın talimatıyla partiye dönenlere ne sıfat uyduracağız peki?
Hayır, o aklınıza gelenler olmaz... Suç teşkil eder... Sakın ha ağzınıza almayınız...
Bunu bulun, sonra cumhurbaşkanı adayını kurultayda kenef kapısına oturtan yöneticilere de uygun bir tanım düşünürsünüz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA