İşin içerlek ya da özlük bölümüne hınk etmek bizi aşar. Yani genelde Emniyet teşkilatının işlerine, özelde de İstanbul Emniyeti'nin iç işlerine karışmak anlamında değil bu yazacaklarım. Ama artık sağır sultanın bile duyduğu bir şey var ki, son ay içinde çok hassas şube ve birimlerdeki uzman kadrolar ya pasif görevlere çekilmiş ya da alakasız yerlere atanmıştır.
Haydi yanıtlayın
Somut bir soru sormak istiyorum. Bu sorunun yanıtını yetkililer yüksek sesle ver(e)meyebilir. Ama içlerinden ve kendi kendilerine versinler bunun cevabını. Aşağıya, herkesin bilmediği, zaten bilmesi de gerekmeyen bir özel lisandan bazı sözcükler yazacağım. Anlamlarını da karşılarına iliştireceğim. Soruyu ise biraz sonraya saklıyorum. Mesela Hizbullah'ın hücre evlerine yapılan operasyonlar sonucunda elde edilen bilgilerde Hizbullah'ın kendine özgü bir dil oluşturduğu belirlenmiştir, hem de çook önceleri. Mesela bazı sözcük ve deyimlerin anlamları şöyledir:
Bakın bakalım
Cahili Düşünce: Şeriat ve İslam dışı her türlü fikir akımı Alim/Ulema: Din adamı, örgütün dini lideri. Amel: Eylem, iş davranış. Diyet: Cezalandırılan kişilerden alınan haraç. Eh-li Cemaat: Şeriatçı topluluk mensubu. Hicret: Kâfir sayılan diyardan göçmek, Müslümanlar için güvenilir sayılan kurtarılmış bölge kurmak, devlet oluşturma aşaması. Ameliyat: Eylem, öldürme, suikast. Biat: Lidere ve örgüte bağlılık yemini. Cahili Sistem: Şeriat esaslarına göre yönetilmeyen ve mutlaka mücadele edilmesi gereken geleneksel veya çağdaş rejimlerin tümü. Emir: Örgüt başkanı, sorumlusu. Fetva: Örgüt yöneticileri tarafından alınan eylem kararı. Hizbulşeytan: Şeytan partisi, şeytan yandaşı, özelde Hizbullah karşıtı herkes.
Kaç kişi kaldı?
İşte şimdi sorumu soruyorum: Bu saydığım sözcükleri, yüklendikleri özel anlamda algılayabilecek kaç görevli var İstanbul Emniyeti'nde? Biliyoruz ki; özellikle de siyasi polis içinde sadece bu birkaç sözcüğü değil, herhangi bir İslami terör örgütünün dokularına kadar nüfuz edebilmiş uzmanlar, masalar vardı eskiden. Bu uzmanlar yıllar içinde yetişmiş ve neredeyse oturdukları yerden hangi olayı kim yapar, nasıl yapar. O olayda kimler ne şekilde kullanılır, bilirdi. Şimdi kurulan kadrolarda bırakın örgütlere bu denli ve derinlemesine vakıf, kullanılan jargonu deşifre edebilecek personel sayısı kaçtır acaba?
Keşke yalan olsa
Haa, kim bilir belki de söylenenler üfürmelidir. Gerçekten de konuya, olaylara, örgütlerin şeması, çalışma şekilleri, periyodik toplantıları, muhtemel eylem alanları ve yöntemleri konusunda gayetle müdavim kardeşler vardır belki de kim bilir? Dedim ya bu sorunun yanıtını uluorta değilse bile iş bu mevzular iştigal alanına giren herkes, kendi kendine bir tekrarlasın. İçi rahat olan rahat rahat uyusun uykusunu. İçi rahat etmeyenler ise... Peeh!...