Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Barışa mecburuz!

Devletlerin doğdukları gibi sürgit yaşayacakları iddiası bazen hüsnü kuruntu, çoğu zamansa, resmi ideoloji üfürmesidir.
Bir devlet yaşıyorsa eğer, çıkarlarına ve şartlara uygun değişimler geçirdiği ve karşısına çıkan problemleri iradesiyle çözebildiği içindir.
Eğer bir devlet kendi varlığını tehdit eden problemleri yine kendi iradesiyle çözemezse, çözülür gider!

***

Bir başka resmi ideoloji üfürmesi "güçlü devletlerin ebediyen yaşayacağı" söylemidir.
Oysa güç tarih karşısında güçsüzdür.
Ümmet, millet, halk ve (adını ne koyarsanız koyun) diğer sosyal oluşumlar dünya durdukça yaşayabilir.
Fakat siyasal oluşumlar karakterleri icabı fanidir!
Osmanlı'nın 600 yılını biraz şaşkınlık biraz da şişinerek anlatırız. Dile kolay!
Yüzlerce yıl!Ama bir başka açıdan bakınca...
Koskoca devletin ömrü yine de Kütahya'daki bin yıllık ağaç kadar sürmemiştir!
Düşünün...
Milliyetçi ayaklanmalar karşısında korkan İttihat ve Terakki'nin etnik temelli bir millet yaratıp devleti ona yaslama projesi on yıl içinde Osmanlı'nın silinmesine yol açmadı mı?
***

1914'te dünyaya bakanlar 1918'deki manzarayı asla tahmin etmediler, edemezlerdi de...
1970'lerde Doğu Bloku ülkelerinin zihinleri ideolojiye hapsolmuş strateji uzmanları Avrupa'da 68'in etkisiyle fazla gecikmeden sosyalist devrimlerin patlak vereceği hesabı yapıyordu. Oysa onlar birer birer çöktüler.
Pakistan'a bakın...
Ne hazin! İki kutuplu dünya bittiğinden beri gitgide "siyasal-toplumsal çöplük" halini alıyor.
Pakistan'ın kendisini "Hür Batı"nın Hindistan'a karşı nihai mevzisi sandığı ve nükleer gücüyle kibirlendiği yılları hatırlayan kaldı mı?
***

Lafı getireceğim yeri anlamışsınızdır.
Türkiye büyüyor.
Buna dudak büken de var, çok büyüten de! Ama şurası gerçek: Türkiye büyüdükçe başka "büyük"lerin ayağına basıyor.
Türkiye 2023 planı yapıyor.
Devletin belki ilk kez uzak erimli stratejik hedefler üzerinde ısrar ettiğini görüyoruz.
Üstelik bölgede zemin kaygan, ortalık karışık.
Bütün bunlar hem toplumun hem de devletin önüne acil bir görev koyuyor:
İç kanama bitmeli!
Yani artık şoven nutuklar ve ilkokul ezberleriyle idare etmek imkânsız.
Devlet birbiriyle iç içe ama aslında iki ayrı sorun olan Kürt sorunu ve PKK sorununu çözme yolunda ciddi adımlar atmadan 2023'e yürüyemez.
Bu zor görevin altından yeni bir "biz" yaratarak (o yüzden yeni bir anayasa da kaçınılmazdır!) kalkabiliriz.
Şunu bilelim...
Çözümün AK Parti'si, CHP'si, BDP'si falan yok!
Barış, hepimizin. Barışa mecburuz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA