Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Mevlana ve biz...

Diyorlar ki, Mevlevi dönmez, sema yapar.
Diyorlar ki, sema zikrullahtır, dönmek değil.
Doğru diyorlar da, ya bu nice dönmektir?
Hani salonları dolduran, devletten teyitli, VIP biletle seyredilen dönmeler hani?
Sema değil de, "sema gösterisi" demek durumu kurtarır mı?
Mesela şöyle sorayım, sema "gösterilebilir" bir şey olabilir mi?
Şeb-i Arus'u kutlamak için önce hangi yola "girilmeli"dir? Yoksa bilet gişelerindeki kuyruğa mı?
Mevleviliğe ve Mevlana'ya yaklaşımımızda bir tuhaflık var ve bütün sosyal kesimlerin katılımıyla bu deformasyon büyüdükçe büyüyor.
Ve maalesef Mevlana'yı anmaktan, anlamaya bir türlü geçemiyoruz.

***

Doğrudur; konuya muhafazakârlardan daha muhafazakâr bir bakışla yaklaşıyorum.
Çünkü bir değer bu kadar eğilip bükülürse artık onu hakkıyla tanımak imkânsızlaşır.
Yıllar boyu Kemalist bürokrasiden icazetli "Anadolu rönesansının düşünürü" tanımına itiraz ettik. Ama Mevlana'nın Mesnevi'den kopartılışını seyrettik.
Şimdi geldik, Mevlana'nın "muhafazakâr kişisel gelişim koçu" haline getirilmesine dayandık.
Hani neredeyse çaresiz bir durum.
Geçenlerde Yeni Şafak'ta Ergün Yıldırım'ın "Mevlevi Açılımı" başlıklı önemli bir yazısı çıktı. Yıldırım çare olarak, tıpkı Alevi açılımı gibi bir Mevlevi açılımı öneriyor. Dergâh geleneğinin diriltilmesiyle belki kaybolan "ruh"un geri dönebileceğini düşünüyor. Üzerinde durmaya değer bir öneri.
***

Bana gelince...
Özellikle sosyal medyada ve kitap endüstrisinde ağır bir istismara dönüşen "Mevlana modası"na yıllardır köşemde gücüm yettiğince itiraz ettim. Artık yenildiğimi itiraf etmeliyim.
Belki de sürekli itiraz etmektense, insanların saf arayışlarına daha yakından bakmalıyız.
Elbette orada da "hakikat"in bir parçası var!
Mevlana'nın imdada yetişemediği yerde, Şems'e sardıran fakat hızlı hayatından, toplum içindeki düzeninden ve hırslarından asla vazgeçmeyen günümüz insanının sosyal bilim açısından daha derin irdelenmesi gerekiyor.
Çünkü şu nokta çok açık...
Semaya katılamıyoruz, hatta dans olarak bile "dönemiyoruz" ama Mevlana fena halde başımızı döndürüyor!
(Not: Sosyal medyada Mevlana aforizmalarının sel olup yağması konusunu ayrıca ele alacağım.)

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA