Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Zaman gelip geçerken: “İyi miyiz?”

"İyi misin" diye soruyor; "çok şükür" diyorum; önce yüzüme bakıyor, sonra ısrar ediyor; "ama öyle görünmüyorsun!" Anlıyorum onu. Artık "görüntü" her şey. Hepimiz yapıyoruz bunu. Yüzü nezaketen de olsa gülen birinin dertli veya hasta olabileceğine de bir türlü inanamıyoruz. Görüntünün dışında bir hakikatin varlığını düşünmek bir anlığına bile olsa, bizi huzursuz ediyor. Gündelik hayata bakışımızla Instagram'a bakışımız arasında bir fark kalmadı.

***
Günümüz insanı "göstermekten başka bir şey göstermek istemiyor" diyen kimdi? Şu sıralarda kitapları art arda dilimize çevrilen Byung-Chul Han mı?.. İyi demiş!
***
Dikkatimi çekiyor, aile sevgisi ve bağlılığı bir tür "çetecilik" havası kazanmaya başladı. Olmaz! Bu eğilim yaygınlaşırsa, ailelerimizi koruyup kollayalım derken toplumu ayrıştırır, çözer, dağıtırız. Adalet ve merhamet duygusu yerle bir olur. Geçen gün bir dizi ameliyat ve üç aylık nekahat sonrası ancak yavaş yavaş yürümeye başlayan bir ahbabımdan dinledim: Boğaz'da her şeyden habersiz fotoğraf çekerken yokuş aşağı kayan bir araba gelip çarpıyor. Delikanlının biri arabasını park edip kafeye giderken el frenini çekmeyi unutmuş. Peki delikanlının babası olay yerine geldiğinde ilk ne demiş bacağı tuzla buz olmuş yaralıya? "Sakın oğlumu rahatsız etmeye kalkma, seni mahvederim. İstersen ıban'ını ver, üç beş kuruş atayım."
***
Hatırlayacaksınız, lokma tatlısına verilen yeni şekillere biraz takılmış ve "bulamaç tatlar kültürü"nün yaygınlaşmasından söz etmiştim ya...
Gençlerin çikolatalı ve bol kremalı lokmaya gösterdikleri ilgi karşısında pes ettim! Tahmin etmeliydim bu gelişmeyi. Çünkü yeni kuşaklar çocukluklarından başlayarak çikolataya bağımlı hale getirildiler. Çikolata onlar için tatsız dünyanın tek gerçek tadı. Üzerine bolca çikolata boca edilen keklerin sunulduğu mekanların son üç dört yılda nasıl çoğaldığı sizin de dikkatinizi çekmiştir. Bu gidişle zarif ve incelikli pastalar yavaş yavaş tedavülden çekilirse, şaşırmayacağım.
***
Romanları dönüp tekrar okumaya bayılırım. Bazı filmleri de tekrar tekrar izlemek gerekiyor. Geçen akşamımı K. Ishiguro'nun romanından uyarlanan 2011 yapımı Beni Asla Bırakma/ Never Let Me Go'ya ayırdım. Ne iyi yapmışım! Biraz daha ileri gidip şunu söyleyebilirim: Film, romanından derin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA