"Canım biliyor musun, bizim burç için bu ay tüm hayatımızın yeniden düzenlenme dönemiymiş" diyor bir yakınım telde...
Hiç üzerime alınmadan, azıcık dalgacı biçimde "Şuradan şuraya gidecek hâliniz yok, ne baştan düzenlenmesi Allah aşkına, akışa bırakın kendinizi!" dedim.
Kastettiğim "Emekli maaşlarınızın izin verdiği kadarıyla idare edin, gerisini kafanıza takmayın" manasına geliyor aslında...
Anlamazdan geliyor...
Çünkü heyecanını bozmamı istemiyor; geriye kala kala sürprizler kalmış, beklemek istiyor.
Ben de biraz hırtlık yapıyorum elbette...
Biliyorum oysa...
Her zaman akışın dışında bir şey olma ihtimali vardır; parmağını oynatmak istemiyorsundur ama bir ölüm, bir hastalık, bir ayrılık ne çok şeyi değiştiriverir.
***
Bir garip hâl geldi herkesin üzerine...***
"Kader konuşunca, insan susar" derler ya...***
Psikoterapiste gidiyorlar mesela...***
Bakıyorum ve gördüğüm şu...
Duruyoruz, işte güçte, evde, dışarıda hep duruyoruz ve bekliyoruz.
Neyi?
Bir gün hem bu bekleyiş hâlimizi hem de ne beklediğimizi en baştan konuşmak gerek...
***
KISA BİR ARA
Yakalanacağım kesin olan rutinimden kısacık bir süre için kaçıyorum.
Hafta sonu köşeme geri döneceğim.
Bir de niyet belirteyim...
Bundan böyle (tıpkı eski zamanlardaki gibi) daha çok İNSAN'dan, gündelik hayatımızdan, bilincimizin derinliklerinden söz açmak istiyorum...