Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Meğer bizde de çokseslilik mümkün olabilirmiş

Oh be, dünya varmış... Meğer bizim medya dünyamızda da çokseslilik mümkün olabilirmiş. Meğer üç gazetenin ortak manşetleri ile hükümetleri devirip yenilerini kurmak, kötü bir alışkanlık olarak geçmişte bırakılabilirmiş.
Eğer "Bu ülkede basın özgürlüğü yok, muhalefet engelleniyor" diye iddia edenler varsa, ya gazeteleri okumuyorlar, televizyon kanallarını dolaşmıyorlar ya da sosyal medyadaki mesajları izlemiyorlardır.
Ama bugünün dünden farkı "Yeni Türkiye"nin çoksesli olmasıdır.
Bazıları bu çok sesliliği, hakareti eleştiri olarak görmek ve eylem tahrikçiliğini muhalefet etmenin yöntemi olarak benimsemek şeklinde algılasalar bile, bunlar da mevcut demokratik hayatımızda...

Artık susmak yok

Ama bunların hiçbiri artık sessizlikle kabul edilmiyor. Eskisi gibi üç gazetenin köşelerinde bir seçilmiş siyasetçiyi veya bir sanatçıyı yıpratmayı amaçlayan aynı içerikli yazılar yayınlandığında, ertesi gün bunları yazanların da, bunlara yazdıranların da neyi amaçladıkları, başka gazetelerin köşelerinde teşhir ediliyor.
Artık kimse medya dünyasında "Ben Ali kıran baş kesenim" diyerek dolaşamıyor.
Devlet pastasına karşı duydukları bitmez tükenmez iştihadan ötürü Özal'ın reformlarını sabote edenlerin aracı da olmadı mı, eski medyatik düzen?Koruma duvarlarının arkasında büyütülen köhnemiş sanayiciler de, Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne soktuğu için medyayı kullanarak Tansu Çiller'e dünyayı dar etmediler mi?

Sesleri artık cızırtılı

28 Şubat post-modern darbesinde Merkez Medya gazetelerinin ortak manşetlerle çıkması, "28 Şubat 1000 yıl sürecek" denilen başyazıların yazılması günlük olaylardan değil miydi? 28 Şubat'a payanda olan Bülent Ecevit'i bile doktor raporu ile devirmeye dönük yazıları okumaz mıydık o medyanın basınında? Bugün "Basın özgür değil" diye feryat edenler Yeni Şafak'a yapılan baskılar karşısında ve gazetenin sahipleri ile çocuklarına poliste işkence yapılırken kıllarını mı kıpırdattılar?
Meğer çokseslilik mümkünmüş bizim demokrasimizde de... Meğer seçim kazananları savunmak da çoksesliğin bir yansımasıymış... Artık mahallede yalnız onlar yok... Üstelik onların sesleri geçmiş ayıplarından ötürü kısık ve cızırtılı çıkıyor şimdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA