Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Eksen ülkeden merkez ülkeye

Dünyada dengeler ve ittifaklar yeniden kuruluyor. Atlantik bloğunun liderliğini yaptığı küresel sistem raf ömrünü doldurmak üzere. Çin, Rusya ve Türkiye'nin öncülük ettiği yeni bir dünya düzeni ise her geçen gün güçleniyor. Eski sistemde olduğu gibi yeni kurulan küresel sistemin jeo-politik haritasında da Türkiye belirleyici aktörlerden biri konumunda. Kuşku yok ki yeni dönemde eskiye nazaran çok daha etkiliyiz. Eski sistemde Türkiye, ABD liderliğindeki Atlantik İttifakı'nın bölgesel hesaplarında kritik bir oyuncuydu. Şimdi ise hem kendi bölgesinde hem küresel dengelerde ağırlığı her geçen gün daha fazla hissedilen bir oyun kurucuyuz.
ABD ve Avrupa yakın döneme kadar Türkiye'yi Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'yu kontrol araçlarından biri olarak görüyordu. Rusya örneğinden de görüldüğü üzere Batı'nın müttefikleriyle dost rakipleriyle de düşman olmaya zorlanıyorduk. Bugünün dünyasında Batı'nın bize dayattığı eski sadist stratejilerin artık bir hükmü kalmadı.
Bu bağlamda Barack Obama dönemi, ABD'nin Türkiye'yi dizginlemede son çırpınışıydı. FETÖ ve PKK/YPG üzerinden devreye sokulan bütün kirli tezgâhlar 15 Temmuz'daki tarihi direnişle akamete uğratıldı. Bütün saldırı ve silahlar etkisiz hale getirildi.

***

Son olarak Donald Trump yönetimi ile birlikte devreye sokulan 'oyalama stratejisi' de kâr etmedi. Türkiye'nin çetin ceviz çıkması bütün planların revize edilmesine yol açtı. Özellikle Barış Pınarı Harekâtı ile Batı dünyası büyük bir kırılma yaşadı.
ABD'nin Suriye'de Türkiye'ye boyun eğmesi karşısında adeta çılgına dönen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, tepkisini "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" çıkışıyla ortaya koydu.
Oyalama taktiğinin ters teptiğini gören Amerikan yönetiminde bu kez Türkiye'yi tamamen kaybetme sendromu baş gösterdi. Bu nedenle Amerikan müesses nizamının Trump üzerinden daha sakin ve daha stratejik bir taktiğe yöneldiğini görüyoruz.
Nitekim ABD Başkanı, NATO zirvesi için gittiği Londra'da S-400 ve F-35'ler konusunda daha önce olduğu gibi yine Türkiye'ye destek verdi. Trump'ın her platformda ülkemizi savunması ve Sayın Erdoğan'ı övmesi ABD'nin Türkiye'ye yönelik yeni yaklaşımının en bariz örneğidir.
Çünkü ABD Türkiye'ye karşı açıktan cephe almaktan çekiniyor. Elini yakmak yerine Almanya, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE gibi maşaları kullanıyor. Yeni aşamada ABD'nin temel hedefi Türkiye'yi Rusya ve Çin ile daha fazla yakınlaşmaya sokacak her tür riskli adımdan kaçınmaya dayanıyor.

***

Zira Türkiye'nin ABD için stratejik önemi çok büyük. Francis Fukuıyama'nın Tarihin Sonu, Samuel Huntington'ın Medeniyetler Çatışması, Walt Whitman Rostow'un Ekonomik Büyümenin Aşamaları, Zbigniew Brzezinski'nin Büyük Satranç Tahtası, Barry Buzan ve Gerald Segal'ın Medeniyetler Bütünleşmesi, Emil Hill ve Paul Kennedy 'nin Eksen Ülkeler Hâkimiyet Teorisi ile Texe Marrs'ın Entrika Çemberi Hâkimiyet Teorisi gibi Amerikan küresel stratejisine yön veren bütün jeo-politik varsayımlarda Türkiye hep en kilit aktörlerden biri olageldi.
Günümüzde Türkiye'nin ağırlığı daha da artıyor. Eskiden 'eksen ülke' yani verilen role göre hareket eden vasat bir oyuncu iken artık oyun kuran merkez bir ülkeye dönüşüyoruz. Suriye ve Doğu Akdeniz'deki hamleler bunun birer işaretidir. Ancak uzun soluklu yeni bir küresel mücadelenin daha eşiğinde olduğumuzu unutmayalım. Asıl savaş yeni başlıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA