Lig rekabetinin kızıştığı haftaları yaşarken, F.Bahçe kongre haftasına girerek yeni doğum sancıları yaşamaya başladı. 6 yıllık Aziz Yıldırım yönetiminin muhasebesi yapılırken kulübün kazandıklarıyla kaybettikleri yan yana koyuluyor.
Yıldırım'ın bir tesis imparatoru olması futbol takımını büyüyen betonların gölgesinde kaybolmasını engelleyemedi. 50 binlik statlardan mutsuz ayrılan taraftarların kulağına "Zaten bu takım 3 yılda bir şampiyon oluyor. Biz de öyle yaptık" bahanesinin "Başarılı yönetim modeli" olarak sunulmasının utancını da yaşadı bu camia.
Kurtuluşu sadece "parada" görenler ile F.Bahçe'nin büyüklüğünün saha başarılarıyla geliştiğini şampiyonluklarla bütünleştiğini bilenlerin mücadelesi var sahnede. Yıldırım cebinden 25 milyon dolar harcadı. Fakat görev süresi içinde ortalama 40 milyon dolardan kulübün 240 milyon dolarını da harcadı. Üstüne de 84 milyon dolar borç yaptı. Elinde ise sadece tesisler ve 74 milyon dolar harcanarak alınan bir Türkiye Şampiyonluğu var. Bu dönemde F.Bahçe'nin hedef ve iddia olarak küçüldüğünü de söyleyebiliriz. Yıldızlara ve rakibi dağıtan kadrolara alışkın bir taraftar grubunun "koşan ve savaşan bir takımımız var" diye sevindiği günlerdeyiz. Böylesine bir kitlenin çöküşü içinde yükselen sadece beton bloklar.
Para herşey değil
4-1 kzanılan Rize karşılaşması sonrasında, "Ne olacak bu takımın hali?" sorularıyla karşılaşan bizleriz. Taraftarı "3 yılda bir şampiyon oluruz" mantığıyla yönlendirmeye çalışanların şimdi yıllık 70 milyon dolar geliri hedef olarak göstermeleri ne kadar mantıklı? Harcadıkları 320 milyon doların getirisi bile ortada yokken kazanılmayan paralar kurtuluş reçetesi oluyor. Yani Nasrettin Hoca'nın kedi-ciğer hikayesi gibi. Karısının "ciğeri kedi yedi" demesi üzerine tartıya bakan hoca 1 kilo işaretini görünce; "Eğer bu ciğerse kedi nerede. Kedi ise ciğer nerede?" diye sorar. Fener'in durumu da işte aynen böyle.
Bu nedenle yeni kongrede Aziz Yıldırım'ın 6 yıl içindeki hatalarını yeni dönemde nasıl tekrarlamayacağının ispatı aranmalı. Sadettin Saran adaylığını açıklamadığına göre görünüşte tek başına Yıldırım kalıyor. F.Bahçe gibi büyük bir camia "Ben ondan daha iyiyim" diyecek bir başkan adayı çıkartamıyor. "Federasyon gitsin"diye yürüyüş yapan onbinlerce kişinin ayak izleri Kadıköy sokaklarında dururken F.Bahçe geçen sene sayılmayan golleri, verilmeyen penaltılarıyla UEFA Kupası'na bile katılamadı.
Kulübün hakkını savunamayanlar, büyük taraftarı küçük düşündürenler ve yüz milyonlarca doları harcadıkları halde verdikleri parayla övünenler var ortada.
F.Bahçe'de artık F.Bahçe'yi F.Bahçeli gibi düşünüp yönetecekleri bulup başa getirmeliler. Çünkü para çok şeydir ama F.Bahçe değildir.