Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Fareler ve İnsanlar

Önceki gün bazı gazetelerde çıkan haberlerde, İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 100 Temel Eser arasında yer alan "Fareler ve İnsanlar" adlı romanı yasaklatma yönünde girişimde bulunduğu öne sürüldü.
İzmir Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakcı ise kitapla ilgili, herhangi bir sansür ya da yasaklama girişimi olmadığını belirtti.
Vefa Bardakcı, "Fareler ve İnsanlar" kitabının İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından sakıncalı bulunduğu iddiasına ilişkin yaptığı açıklamada, bir velinin İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurduğunu, çocuğunun okul kütüphanesinden aldığı kitabın bazı bölümlerinin müstehcen olduğunu ileri sürerek, yeniden incelenmesini dilekçe ile talep ettiğini kaydetti.
Kitabı 5 kişilik bir komisyona incelettiğini aktaran Bardakcı, "5-6 yayınevi farklı şekilde tercüme etmiş. Tercüme farkı nedeniyle, bazı bölümler farklı. Biz de velinin şikayeti üzerine, Talim Terbiye Kurulu'na kitabın yeniden gözden geçirilmesi talebini ilettik. Kitabın yasaklanması veya sansür yok. Bu şekildeki yorumlar abartıdır. Zaten bizim müdürlük olarak yasaklama yetkimiz de yok" dedi.

ACI VEREN TABLO

Benzer bir durum da İstanbul'da yaşandı. Bir ilköğretim okulundan görevli Türkçe öğretmeni, geçtiğimiz Kasım ayında öğrencilerine Brezilyalı yazar Vasconcelos'un 1968 yılında yazdığı Şeker Portakalı isimli romanını öğrencilerine okuma ödevi olarak verdi. Çocuğunun 'Şeker Portakalı' adlı kitabı okuduğunu gören bir veli ise öğretmen hakkında Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) yazdığı şikayet dilekçesinde, kitabın Türk örf ve adetlerine aykırı olduğunu belirtti.
Sonuçta her iki örnekte de, bir sansür girişimi olmadığı, konunun tamamen velilerden kaynaklandığını anlaşıldı.
Elbette demokrasi, insanların düşüncelerini ve kaygılarını hür bir şekilde ifade ettikleri bir ortam. Bu nedenle o veliler için de, bir yorum yapmak istemiyorum.
Ama anlayış çok tuhaf. Bu tabloya yazık. Ben her iki romanı da, 16 yaşımda lise öğrenimi görürken okumuştum. İyi ki bir edebiyat eserinden korkan bir ailem olmamış. Buna şükrediyorum. Ve şimdi karşılaştığımız, bu nasıl bir zihniyet, şaşırıp kalıyorum.

BİR DÜNYA ŞAHESERİ
Örneğin Fareler ve İnsanlar, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar John Steinbeck tarafından yazılmış, gerçekten çok büyük bir romandır. Okuduktan sonra izlerini, etkisini yıllarca zihnimde taşıdım.
İlk kez 1937 yılında yayınlanan bu eser, iki gezgin çiftlik işçisi olan George Milton ile Lennie Small'ın, Amerika'da ve tüm dünyaya yansıyan büyük bunalım sırasında, Kaliforniya'da yaşadığı trajik olayları anlatır. Evet roman kahramanlarının içinde bulundukları durumu yansıtabilmek için, yazarın kullandığı dilde bilinçli olarak, zaman zaman çok az da olsa 'bayağı' sayılabilecek bir üslup vardır. Zaten bu kitap, sadece bu nedenle tüm dünyada sık sık sorgulanan kitaplar arasına girmiştir.
Ama aynı kitap, hala Amerika'da orta öğretimde okunması zorunlu kitaplar arasındadır.
Şeker Portakalı ise adından anlaşılacağı gibi şeker gibi bir kitaptır.
Sonuçta İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ve Milli Eğitim Bakanlığı'na haksızlık yapmamak lazım. Bu kitaplarla ilgili, vatandaşlar demokratik haklarını kullanarak şikayette bulunmuş. O vatandaşları da anlamaya çalışıyor, saygı duyuyorum.
Ama yine de aklıma Nazım Hikmet'in bir şiiri geliyor.

VATANDAŞLIK TEPKİM

Ben de bu olaylara tepkimi bir Nazım Hikmet şiirinin son dizeleriyle gösteriyorum: "ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, demeğe de dilim varmıyor ama kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!" Hem Fareler ve İnsanları, hem de Şeker Portakalı'nı en kısa zamanda yeniden okuyacağım. Şiirden sonra, benim de vatandaşlık tepkim böyle olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA