Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAZAL ATEŞ

Bir valize ne sığar ki!

Tiyatro; eğiten, geliştiren, sınırları genişleten, özgürce, barışçıl bakmayı, insan biriktirmeyi öğreten büyük bir mekteptir. Edebiyatın en canlı ifadesidir, söze can verir, düşünceyi eyleme dönüştürür. Değerli oyun yazarımız Turgut Özakman, "Tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatıdır" diye tanımlar. "Tiyatro aşka benzer. İnsanı hazin hazin ağlatır. Ama verdiği acının gücünde bir başka tat bulunuyor" der Namık Kemal de. Reformcu, idealist olarak kaleme aldığı "Vatan Yahut Silistre, Gülnihal, Zavallı Çocuk, Kara Bela, Akif Bey" oyunlarında da bunu hissettirir…

Ankara Sanat Tiyatrosu da Türk tiyatro tarihinin mihenk taşıdır. Yüzlerce oyuncu, yazar, yönetmen, sahne tasarımcısı, sahne müzikçisi, teknisyeni burada yetişti. 40 yıldır "geleneksel amatör tiyatro kursu"yla Türk tiyatrosuna genç oyuncular kazandırmayı sürdürüyor. Takım oyunculuğu, repertuar tiyatrosuna dayanır. Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Cahit Atay, Turgut Özakman gibi yeni Türk oyun yazarları kuşağına büyük katkı sundu. Asaf Çiyiltepe, Genco Erkal, Rutkay Aziz, Yılmaz Onay, Timur Selçuk, Altan Erkekli daha pek çok isim…Kızım Doğa Çakır da tiyatro eğitimini burada aldı. Yılmaz Erdoğan'ın "Kadınlık Bizde Kalsın" oyunu ile ilk kez burada sahneye çıktı. AST bizim gibi yüzlerce Ankaralı ailenin ikinci yuvası oldu. Toplumcu çizgisiyle perdelerini açmayı sürdürdü, sanat anlayışı da "yaşama sanatı" oldu. Önceki akşam kızım AST'ın neredeyse atmış yıldır perde açtığı İzmir Caddesi Ihlamur Sokak'taki tarihi salonu boşalttıklarını ağlayarak anlattı.

Açıklama yüreğimi sızlattı; "Salonumuz şimdi bir otel, otopark, bir mağazanın deposu olmakla karşı karşıya kaldı. Son dört sezondur kapalı gişe oynadığımız Yeşim Dorman'a ait oyunun replikleri geliyor aklımıza: "Neyi götürseydik ha! Sabahlara kadar dekor yaptığımız geceleri mi? Erkan Yücel'in, Yaman Okay'ın, Kerim Afşar'ın, Meral Niron'un oyunculuklarını mı? Timur Selçuk'un eşsiz oyun müziklerini mi? Rutkay Aziz'in sayısız oyun rejilerini mi? Uğur Mumcu'nun Sakıncalı Piyade'sini mi? Maksim Gorki'nin Ana'sını mı? Osman Şengezer'in harika dekor tasarımlarını mı? Onların kulislerde yankılanan sesini mi? Bunca yıldır tiyatroyu yaşatan seyircilerini mi? Neyi alaydık ha! Bir valize ne sığar ki!" AST, Bilkent Sahnesi'nde çalışmalarına devam edecek. Dilerim ki Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilgili kurumlar, STK'lar bu konuda bir çözüm üretir AST evine döner, perdeleri yeniden açılır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA