Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

Diyabetle yaşamanın incelikleri

İnsülin kullanan diyabet hastalarına tip 1 diyabetli denir. Günümüzde oldukça sık rastladığımız bu ciddi hastalık, kontrol altına alınabilir

Tip 1 diyabet toplam diyabetlilerin yaklaşık yüzde 5-10'unu oluşturur. Tip 1 diyabet 10-12 yaşlarındaki kızlar, 12-14 yaşlarındaki erkeklerde ortaya çıkarken 80 veya 90 yaş üzerindeki yetişkinlerde de görülebilir. Sık idrara çıkma, aşırı susama hissi, zayıflama ve yorgunluk bu tip diyabetin başlangıç aşamasında görünen belirgin belirtilerdir.
Tip 1 diyabet genetik yatkınlığı olan kız ve erkek çocuklarda, doğuştan pankreasın insülin hücresi üreten beta hücreleri yeterliyken zamanla hasar sonucu beta hücrelerini kaybetmesiyle kendini gösterir. Büyümenin hız kazandığı ergenlikte vücudun artan insülin ihtiyacına hasar görmüş beta hücreleri yeterli yanıtı vermediği için sıkça bu dönemde tip 1 diyabet kendini gösterir.

TİP 1 DİYABETLİ OLDUĞUNUZU NASIL ANLARSINIZ?
Tip 1 diyabet tanısı konulduktan sonra 1 yıldan az veya biraz uzun sürede çok az kalan beta hücreleri sayesinde insülin kullanımına çok ihtiyaç olmasa da pankreasta oluşan tahribatlar arttıkça kan şekerini kontrol edebilecek insülin ortamda azalır. Dışarıdan insülin kullanımı ile yaşam sürdürülür. İleriki yaşlarda gelişen tip 1 diyabette bu durum yavaş seyrettiği için daha geç çıkması gayet doğaldır. Tip 1 diyabetlilerin dışarıdan insülin almasının tek amacı; hastaları ketoasidoz dediğimiz ortamda şeker olmayınca yağların kullanılarak keton cisimciklerinin kullanılması ile çıkan koma durumu ve ölümden korumaktır. Tip 1 diyabet hastalığında; yiyeceklerden alınan karbonhidratların son parçası olan glikozun; bağırsaklardan emildikten sonra kan yolu ile hücrelerin içine girememesi kan şekerini aşırı yükseltir.

KAN ŞEKERİ KONTROLÜ ŞART
Tip 1 diyabette kan şekeri kontrolü önemlidir. Kan şekeri kontrol edilmediğinde ince damarlarda ve daha büyük damarlardaki hasarlar körlüğe kadar gidebilen, retinada kan damarlarında hasar, böbrek yetersizliği, sinirlerde hasar, ayak parmaklarında yaralar ve kesilmeye kadar giden komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu diyabet türünde yoğun bir tedaviye ihtiyaç duyulur. İlaç tedavisinin de insülin tedavisinin de beslenme tedavisi ile birlikte sürdürmek hastalığın komplikasyonlarını önlemede ayrılmaz üçlüdür.

TEDAVİ DİKKATLİ PLANLANMALI
Vücuda enjeksiyon ile yapılan insülin kanda bulunan glikozun yani şekerin hücre içine girişini sağlar. Glikozun glikojen dediğimiz kas ve karaciğerde depolanma türünün uyarılmasını destekler, yağ ve proteinlerin vücutta gereksiz olarak enerji için kullanılmasını önler. İnsülin enjektör ya da insülin kalemleri sayesinde yapılır. Doğru planlanmamış insülin uygulaması sonucunda hipoglisemi ile seyreden koma, kilo artışı, insülini güvence görüp dengesiz beslenme ile yağlanma, insülin direncine bağlı damar sertliği yanlış ya da doktorun önerdiğinden farklı kullanım sonucunda yan etkiler ortaya çıkar.

CERRAHİ YÖNTEMLER TİP 1 DİYABETİ TEDAVİ EDEMEZ
Aşırı şişmanlarda uygulanan bariatrik cerrahinin bir türü prediyabet dediğimiz diyabete ramak kala olan durumu düzenleyebilir. Hatta tip 2 yani insülin kullanmayan diyabetlerde anlamlı zayıflama sonucu glikozdaki iyileşme ortamda olan az salgılanan insülin sayesinde kontrol altına alınabilir bir olumlu değişimi sağlayabilir. Fakat tip 1 diyabetlilerde bu durum söz konusu değildir.

EGZERSİZ DOKTOR KONTROLÜNDE OLMALI
Tip 1 diyabetli hastalar egzersiz yaparken tıbbi kontrol altında olmalı. 35 yaşın üzerinde, en az 20-25 yıl tip 1 diyabeti olanlara, göz, böbrek veya idrarda albümin görülen kontrolü iyi olmayan diyabetikler mutlaka egzersiz tolerans testi doktor tarafından uygulanıp egzersiz yapıp yapmayacağına kara verilmeli. Çünkü yapılan egzersiz metabolik kontrolü olmayan tip 1 diyabetlilerde göz içi kanama ve görme kaybına neden olabilir. Fakat bunun dışında kalan tip 1 diyabetliler doğru insülin enjeksiyonu ve sağlıklı beslenme planı, doğru zamanlama ile hafif ya da orta yoğunlukta egzersiz yapabilirler. Kan şekeri takibi burada çok önemlidir. Egzersiz boyunca kan şekeri ölçümü ihmal edilmemeli. Kan şekeri 250 mg/dL üzerinde ya da 100 mg/dL altında ise yapılan egzersize ara verilmelidir. İnsülin kullandıktan sonra kanda insülin düzeyinin en yüksek olduğu zaman diliminde egzersizden kaçınmalı.



TİP 1 DİYABETTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BESLENME TÜYOLARI
Tip 1 diyabetlilerin de karbonhidratlara sağlıklı kişiler gibi ihtiyaçları vardır. Bu sebeple karbonhidratsız bir tip 1 diyabet diyeti büyük sakıncalar doğuracağı için böyle bir beslenme şekli kesinlikle önerilmemekte. Tip 1 diyabetliler sağlıklı karbonhidratları taze meyve, taze sebze, rafine edilmemiş tahıllar, kuru baklagiller ve kavrulmamış kuru yemişlerden sağlamalı. Burada olan öğünde yenilecek toplam karbonhidrat miktarına göre insülin dozajının doğru planlanması dikkat edilmesi gereken temel ilkedir. Beyaz ekmek, beyaz pirinç, beyaz makarna ve meyve suları kesinlikle tercih edilmemeli. Patates, mısır, bezelye gibi nişastalı sebzeler, üzüm, incir, karpuz gibi şeker içeriği diğer meyvelere göre daha yüksek meyveleri diyabet diyetisyeni kontrolünde uygun miktarlarda yemeyi öğrenmek gerekir.
Nişasta içermeyen staze fasulye, kabak, havuç, semizotu, ıspanak, lahana, patlıcan gibi sebzeleri mevsime uygun olarak tercih etmek en doğrusudur. Yeşil yapraklı sebzeler taze nane, maydanoz, tere, roka, dereotu ve domatesten biber çeşitlerine kuşkonmazdan turpa kadar su oranı yüksek karbonhidrat miktarı düşük sebzeler tüketebilir.
Süt, yoğurt, ayran az karbonhidrat içerir ve kan şekerini hızlı yükseltmez; peynir ise neredeyse çok az karbonhidrat içerdiği için rahatlıkla her çeşidi mutlaka yenmelidir.
Yumurta tip 1 diyabetlilerde haftada üç kere, bir adet yenilebilir.
Balık, tavuk ve hindi eti sıklıkla yenmeli. Derisiz ve yağsız kısımları tercih edilmelidir.
Kırmızı et haftada iki kez beyaz etlere alternatif olarak yağsız ve kızartma olmadan tercih edilmelidir.
Yapay tatlandırıcılardan kalori içermeyenleri uygun dozda diyetisyen gözetiminde kullanılabilir.
Şekerlemeler, endüstriyel şekerler, şekerli tüm içecekler, çikolata, pasta, tatlı bisküviler, sporcu içeceklerinden tip 1 diyabetliler uzak durmalı.
Lif kan şekerini kontrol altında tutmayı kolaylaştırır. Yulaf, tam tahıllı kahvaltılık şekeriz gevrekler, buğday rüşeymi tip 1 diyabetliler için lif kaynaklarıdır.
Tereyağı, katı yağlar, krema, kuyruk yağı, şarküteri yani işlenmiş etler, sakatatlar tip 1 diyabetliler için önerilmeyen sağlıksız seçimlerdir.
Tip 1 diyabetlilerde zayıflama için yüksek proteinli diyet uygulaması kesinlikle sakıncalıdır.
Metabolik kontrolü iyi olan ve bir komplikasyonu bulunmayan tip 1 diyabetliler süt, yoğurt ve peynirde light ürünler tüketmesine gerek yoktur. Light bisküvi gibi karbonhidrat kaynakları gelişigüzel tüketilmemelidir. Ve diyabetik çikolata diyabetik reçeller de masum değildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA