Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR

SAMİ TOSUN

Hamak ekonomisi yapmak

İşadamları bir araya geldi, hükümet destekledi, sıkıntıya ilaç olsun diye "Dışarı çık, alışveriş yap," kampanyası hasıl oldu. Bendeniz de milli duyguları hassas biri olarak evden bir çıktım, bir daha dönmedim

Efendim, hakikaten biraz ayıp olacak ama bu satırları şirin tatil beldemiz Ören'de bir hamakta uzanmış halde yazıyorum. Bir yanımda yavru karbeyaz köpeği, bir yanımda elektrikli el süpürgesi duruyor. Teyzem az evvel damla sakızı ilaveli sade kahvemi getirip bıraktı. Karşıdaki üçlü salıncakta, en az benim kadar tosun teyzeoğlu Muhterem uzanmış çekirdek çitliyor. Az sonra kumsala inip, bir kez daha, suyu hangimizin daha fazla taşırabileceğini tecrübe edeceğiz. Muhterem'in 'çömlekleme' tabir edilen saçma bir atlama stili var; ben suya ne kadar 'göbek üstü' atlasam da onun kadar başarılı olamıyorum... Şimdi, bizim durumumuz oradan, yani sizin durduğunuz noktadan, bir çeşit Antik Yunan zevkü sefası olarak görünüyor, değil mi? Öyle değil işte... Kıymetli okurlar, dışarıdan ne kadar belli oluyor bilmiyorum ama, milli menfaatlerimizi her şeyin üzerinde tutan bir kimseyim. Malum, milli ekonomi - burada bir Sayın Devlet Bahçeli vurgusu kullanmak istedim nedense- belli sıkıntılar yaşıyor. İşadamlarımız bir araya geldi, hükümetimiz destekledi, sıkıntıya ilaç olsun diye bir 'dışarı çık, alışveriş yap' kampanyası hasıl oldu. Bendeniz de, milli duyargaları son derece hassas bir kimse olarak, evden bir çıktım, bir daha geri dönmedim. Hem tatil yaparım, hem alışveriş, neticede ekonomi de canlanır fikriyatıyla İstanbul'dan yola çıktım. Yol kenarlarında satılan her şeyden alarak Güney'e doğru ilerlemeye karar verdim... Ayıptır söylemesi, kendi aramızda 'keçi' tabir ettiğimiz, markasını reklam olmasın diye veremeyeceğim düşük model bir arabam var, işte o arabanın bagajı ve arka koltuğu henüz Bursa'ya geldiğimiz sırada pişmaniye, Karamürsel sepeti, kestane şekeri gibi bir sürü 'meta' ile dolmuştu. Bendeki 'değişim değeri' olan paralar gitmiş, bakiye olarak ancak yenerek tüketilebilecek ve dolayısıyla kilo yapacak tatlılar ile sepet nevi ıvır zıvır gelmişti. Bunlara ek olarak, elektrikli ev aletleri üreticilerimize faydam olsun diye Bursa'daki bir alışveriş merkezinden elektrikli el süpürgesi satın aldım. Hatta oto yan sanayiine yedek bir akü alarak katkıda bulundum. Sonra Bursa çıkışındaki bir mağazadan bir sürü havlu aldım...

HARARET YAPMIŞ YAVRUCAK
Kemalpaşa'daki mola yerlerinden birinde dondurmalı Kemalpaşa tatlısı yerken, bir yandan hazır tatlıların aslına hiç benzemediğini düşünüyor, bir yandan da Karacabey'deki devlet üretme çiftliğinden aldığım yavru köpekle oynuyordum. Yavrucak, belli ki sıcaktan bunalmış, bana bir şey izah etmeye çalışıyor gibiydi. Neyse ki garson kardeşimiz önüne bir kap su koydu. Tahmin ettiğim gibi, hararet yapmış yavrucak. Susurluk'ta çiğ börek ve ayran tüketilmeden geçilmez. Ben de öyle yaptım, fakat mide fesadı diye bir şey var tabii, fevkalade rahatsız bir mide ile Balıkesir'e ulaştım ve birkaç kilo höşmerim tatlısı sardırdıktan sonra yola devam ettim. Yol üzerindeki satıcılardan biraz karadut suyu, bir yörük kilimi, bir de dekoratif amaçlı at arabası tekerleği aldım... Hepsini arabaya yerleştirdiğimde, nihayet bütçe dengelerimi kontrol etmek aklıma geldi. Korkunç gerçekle işte o an karşılaştım: Ciddi bir cari açığım vardı! Hatta, şöyle söyleyeyim, kredi kartı limitleri de dahil olmak üzere param suyunu çekmişti. "Bari at arabası tekerini geri al!" dediğim satıcı, "Prensiplerimize uygun değil," cevabını verdi! Mazotumun menzilindeki tek akrabam Ören'deki teyzem olduğu için rotayı buraya çevirdim. Burhaniye'deki sanayi sitesinde yepyeni aküyü değerinin hayli altında bir paraya satıp biraz nakit sahibi olduktan sonra, 'sürpriz ziyaret' süsü verip teyzemin kapısını çaldım. Teyzem, kendisine armağan olarak pişmaniye, kestane şekeri, höşmerim ve at arabası tekeri getiren bir yeğeni olduğu için ne kadar mutlu olduğunu anlatırken, beni sadece mangalı yakma vesilesi olarak gören eniştem, elektrikli el süpürgesinin üfleme özelliği olup olmadığını soruyordu. Teyze oğlu Muhterem de -yine- işsiz kalmış, mutat üçlü salıncakta yatma günlerine başlamıştı. Oldum olası birbirimizi sevmişizdir. Höşmerim getirdiğim için bana daha bir ilgi gösterdi.

EK KAYNAK BULANA KADAR...

Akşam bir yandan eniştenin mangal sefasına ortak olmuş, bir yandan da haberleri izliyorduk ki, ufak da olsa ekonomik canlanma sinyalleri alındığını öğrendik. Ben çabalarımın sonuç verdiğini düşünüp gizli gizli gururlanırken, Muhterem söylenmeye başladı. Bardağa dolu tarafından bakmak yerine son bir yılda 1.5 milyon kişinin işsiz kalmasına takmıştı. Eniştem, "Oğlum, Mars'tan hükümet gelse senin istihdam sorununa yine çözüm bulamaz," diye lafa başladıydı ki, teyzem pişmaniyeleri önümüze koydu, hepimiz ekonomiyi unutup yapış yapış ellerle pişmaniyeleri yutmaya başladık. Neyse, ek kaynak bulana kadar, Ören'de kalıp bizim karbeyaz yavrusunu vatana millete faydalı bir mahluk olarak yetiştirmeye karar verdim. Üfleme özelliği olmayan, dolayısıyla mangalda işe yaramayan elektrikli el süpürgesini ise ne yapacağıma tam olarak karar veremedim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.