Hatırlıyor musunuz, "giden hükümetin" gündeminde "2 B" diye bir konu vardı.
Hükümet "bu konuyu çözmek istemişti." Ama "muhalefet, kamuoyu, hukuk" derken, çözememişti. "Gelen hükümetin" gündeminde yine bu konu var.
***
"Olay" çok boyutlu.
"Bazı yerler" artık kent olmuş.
Ama "Haritada orman görünüyor."
Bu nedenle "Ev var, tapu yok."
***
Zonguldak gibi yerlerde iş daha da karışık.
Okul yapılmış, karakol yapılmış...
Haritaya bakarsınız "orman."
Yani "Suçu bizzat devlet işlemiş."
***
Açıkçası ortada bir "kanayan yara" var.
Fakat bir de korku...
"Ya sorunun çözülmesi sırasında ormanlar yağmalanırsa" korkusu.
***
Biz "Bu konu ne zaman yeniden ele alınacak, nasıl bir uzlaşma ile çözülecek" diye beklerken.
"Yeni Anayasa taslağını" gördük ve...
"Acaba" dedik:
- Hükümet bu konuları anayasa üzerinden mi çözmek istiyor?
***
Mevcut anayasada "orman rejimi" ile ilgili hükümler var. (Madde 169-170)
Ormanlar "devletin" ve ormanlarda da köylünün "olmazsa olmaz" hakları, öncelikleri mevcut.
Yeni Anayasa taslağında ise (madde 139) ormanların devletçe işletildiği gibi "işlettirileceği" de yazılı. Bu ormanların "özelleştirilmesi" demek.
***
Dünyanın pek çok ülkesi ormanlarını "özelleştirdi... Özelleştiriyor."
Ama bu işin "yasal altyapısı" çok önemli.
"Olay" sadece 2 B'den ibaret değil.
Çok boyutlu.
***
Devlet, orman yangınına müdahale için "günde 200 bin dolar uçak, helikopter kirası" ödüyor.
Devlet, yangınla mücadele eden işçiye "3 milyar maaş veriyor."
Yeni Anayasa ile ormanda özelleştirme olacaksa...
* Orman köylüsünün hakkı hukuku nasıl korunacak?
* Ormanların korunması nasıl garanti altına alınacak?
***
Konu "derin."
"Soru" çok.
Fakat bu konuların konuşulduğu yok.