Hacıbayram'da "etrafımızda toplananlarla" sohbet ederken... "Esnaftan biri" kalabalığı yardı, yanımıza yaklaştı.
"Hoş geldiniz" dedi, kendini tanıttı. "Selam, nasılsınız, ne iş yapıyorsunuz" faslından sonra sorduk:
- İşler nasıl?
***
Bizim "işler nasıl" dememizle birlikte esnaf bir adım geri çekildi. Önce sağ elinin işaret parmağını ısırdı...
Sonra da:
- Bunu siz mi soruyorsunuz?
- Yani piyasanın nasıl olduğunu bilmiyor ve bize soruyorsunuz, öyle mi?
- İnanamıyorum, inanamıyorum.
Ardından boynumuza sarıldı:
- Sizi iyi tanıyoruz. Yurdu dolaşıyorsunuz, okuyoruz.
- Sözümüz, sitemimiz yöneticilere.
- Sizin geldiğiniz gibi onlar da aramıza girsinler.
- Ama korumasız, eskortsuz, siren çalmadan, şamatasıztantanasız gelsinler.
- Gelsinler de hanyayı, Konya'yı görsünler.
- Affedersiniz hangi partiye oy verdiniz?
- 2002 AKP, 2007 AKP. Yarın seçim olsun yine AKP. Ama AKP'ye oy verdim diye gerçeği söylemeyecek miyim? Esnafın durumu iyi değil.