Bugünlerde Deniz Baykal'la "sık görüşüyoruz."
Zira:
1. O "ana muhalefet" partisinin başkanı.
2. Bir gün "parti kapatma konusunda" konuşuyor, bir gün "Ergenekon."
3. Çankaya'ya çıkıyor, "Cumhurbaşkanı ile yemek yiyor."
***
Evet sık konuşuyor ama Deniz beye hiç "kurultayı sormuyorduk."
Birkaç gün önceydi...
Birden "Umut Oran'ın ziyareti" aklımıza geldi.
***
- Deniz bey... Umut Oran genç, çalışkan, dürüst, siyaseti seven, fikir üreten bir genç.
- Doğru... Ben de çok seviyor ve takdir ediyorum... Hatta onu kurultayda, Parti Meclisi'ne almayı düşünüyordum.
***
Biz Deniz Baykal'ın cümlesinin "düşünüyorum" diye noktalanacağını sanıyorduk.
Ama o "düşünüyordum" deyince..
Merak ettik:
- Vaz mı geçtiniz?
Cevap verip vermemekte biraz tereddüt etti.
Sonra da dedi ki:
- Keşke başkalarının aklına uymasaydı.
- Gelip yanımda çalışsaydı, pişseydi, Anadolu'yu adım adım harmanlasaydı.
- Umut'a ihtiyacım vardı.
- Bazı siyaset mühendislerinin dolduruşuna gelip, karşıma aday olarak çıkmayı düşünmeseydi.
***
Şaşırdık kaldık.
- Yani Umut Oran'ı başkaları mı itekliyor?.. Olamaz... İnanmayız.
- İnan inan... Önce Prof. Süheyl Batum'u düşündüler... Süheyl Batum, bu oyuna gelmedi, reddetti... Sonra Umut'a sarıldılar.
***
Biz yine "olamaz... Umut Oran farklı" diye araya girerken...
Deniz bey güldü:
- Başlangıçta ben de inanmamıştım... Ama önüme şu notlar gelince... Şu konuşmaları okuyunca...
***
"Konuşmalar" gerçekten Deniz beyin elinde.
"Kimlerin, neredeki konuşmaları" diyecek olursanız...
İstanbul'da bir "balık lokantasında."