Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Nerede kalmıştık?

MALATYA

Kayısının başkentindeyiz... Türkiye'yi dünyaya açan Turgut Özal'ın memleketindeyiz.
İlk durak... Rektörlüğünü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut'un yaptığı Turgut Özal Üniversitesi.
"Hoş geldiniz... Hoş bulduk" faslından sonra... Aysun Hoca sordu:



- Önce Turgut Özal Müzesi'ni gezmek ister misiniz?
Müzeden... Anılar denizinden... Zaman tünelinden... "Paylaşılacak" o kadar çok şey var ki.
Malatya notlarına, Özal ile başlasak... Ne dersiniz?

***


Kader
Müzede neler yok ki?
Turgut Özal'ın kalemleri... Gözlükleri... Saati... Cüzdanı... Eldiveni... Elbisesi...



"Eğilmiş"
metal "boru" dikkatimizi çekti.
"Mermi" eğmiş.
18 Haziran 1988...



Atatürk Spor Salonu'nda yapılan kongrede... Özal'a sıkılan mermi.
Boru ise... Özal'ın konuştuğu mikrofonun "ayağı."
Kader... Mermi, "İçinden kablo geçen metal ayağa" çarpmasaydı... Özal vurulacaktı.

***


'Dedikodu... Şer cephesi'
Turgut Özal... Rahmet istedi... 1993... Mart ayı... Ramazan... Ankara... Atatürk Orman Çiftliği... Merkez Lokantası... İftar yemeği.
Cumhurbaşkanı Özal... 1.5 saat konuştu... Altını çizdiğimiz sözleri:
Lüzumsuz bir kavganın içindeyiz.
Türkiye kadar dedikodusu çok olan ülke yoktur.
Dinimizde dedikodu yapmak günahtır.
Dedikodu... İnsan eti, ölü eti yemek demektir.
Canım sıkılınca şer cephesi diyorum... Türkiye'de şer cephesi var.
1993-2022... Aradan 29 yıl geçti.
Dedikodu... Şer cephesi... Sahi ne değişti? "Eski hamam, eski tas."

***


'Güven...' Çok önemli
Tebrikler Prof. Karabulut... Ve teşekkürler.
Turgut Özal Üniversitesi'nde, "Turgut Özal Müzesi" açtığı için.
Müzeyi gezerken... Özal'ın, "İktidara geldiği dönemi" hatırladık.
O zamanlar... "Sosyal medya" yoktu.
Ama... "Dilden dile dolaşan" bir söz vardı... Bir anda bütün ülkeye yayıldı:
"Özal'a güven, gerisini merak etme sen." Eğer... Bir lider için, "Bu söz" söyleniyorsa... Onun, "Yükselmesi... Seçim kazanması" kaçınılmaz.
Gerisi... Hikâye.

***


Değişen bir şey yok
Müzeyi gezdikten sonra...
Rektör Prof. Aysun Bay Karabulut'un makam odasında kahve içtik.
Rektör Hanım, "Müzemizi nasıl buldunuz?" diye sordu... Ve ekledi:
- Dikkat ettim... Bir ara daldınız... Galiba eski günleri, Özal'lı dönemi hatırladınız.
Güldük... "Bazı sloganlar aklımıza geldi" dedik.
Ve... "Birkaç örnek" verdik:



Oy verdik Özal'a, ölmeden girdik mezara.
Çankaya'nın şişmanı, işçi düşmanı.
Usandık bu zamlardan, kurtar bizi Özal'dan.
Turgut Özal... "Dün" yerden yere vuruluyordu.
"Bugün" adı, üniversiteye veriliyor.
Osman Bölükbaşı... Rahmetli... Ünlü siyasetçi... Bir dönemin, "Anadolu fırtınası."
Dostumdu... Bana şunu söylemişti:
- Biz adamı, "Kâfir" diye asarız, sonra da "Şehit" diye namazını kılarız.
Doğru... Türkiye'de siyaset, "İşte böyle bir şey."

***


Siyaset ve ihanet
Turgut Özal... "Alkışı duydum, ihaneti gördüm" şarkısındaki gibi... "Hepsini yaşadı... Yıllarca." Alkışlandı... Avuçlar patlarcasına.
İhanete uğradı... Dost sandıklarından.
Bir gün... Kamran İnan...
Özal'a dedi ki:
- Roma İmparatoru Sezar'ın, sadece bir Brütüs'ü vardı... Sizin ise bir düzine Brütüs'ünüz var...
Bunları nereden buldunuz? (Kitap... Kamran İnan... Siyaset Yılları.)

***


Acı ama gerçek
Anavatan Partisi... 1987 seçimlerinde, "292 milletvekili" çıkarmıştı.
İki yıl sonra... 1989'da... Cumhurbaşkanlığı seçiminde... Özal'ın "Aldığı oy... 263."
Yaşayan... Neler görüyor, neler.
Bir gün... Bakıyorsunuz... Milletvekili, "Liderin gölgesine basmamaya" özen gösteriyor...
O kadar saygılı ki.
Yine bir gün... Bakıyorsunuz... Aynı milletvekili... "Liderin kuyusunu kazmaya çalışıyor."
Bu... Türkiye'de... Bir, "siyaset gerçeği."
Öyle olmasa, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, "ANAP, bu kadar fire verir miydi?"

***


'Lafügüzaf'
Meşhur sözdür; "Büyük lokma ye, büyük söz söyleme."
Turgut Özal, Cumhurbaşkanlığı'na aday olunca... O kadar çok kişi, "büyük laf" etti ki...
Ana muhalefet partisi lideri Prof. Erdal İnönü... "Cumhurbaşkanı seçilirse Turgut Özal'ın elini sıkmam... Yalnızlığa düşer" dedi.
Sonra... Özal, Cumhurbaşkanı oldu.
İnönü... Onun elini sıktı.
Ve... Özal hiç yalnızlığa düşmedi.
Unutmadan:
Bülent Ecevit de, "Özal'ın Cumhurbaşkanlığı yasal açıdan meşru olsa bile, siyasal açıdan meşru olmayacak" demişti.
Bunlar... "Büyük... Hoş ama boş" laflar.
Türk siyasetinde... Maalesef... "Böyle bir hastalık" var.
"Büyük laf... Boş laf" hastalığı.

***


Yarın... Yine Malatya
Türkiye'yi dolaşmaya devam... Gelecek yıl seçim var... Vites yükselteceğiz... Ardahan'dan Edirne'ye...
"Malatya" yazısına, "Kayısının başkenti" diye başladık... Ama...
"Turgut Özal Müzesi'ni" gezince... Özal'lı anılardan söz edince...
Kayısı... Ekonomi... Malatya siyaseti... Üniversite izlenimleri... "Yarına" kaldı.
Hele bir de, "Kayısı çekirdeği" konusu var ki... Önemli... Hem de çok... "İlaç" gibi.
Hepsi... Yarın.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA