Bir üniversitede beş yıldır öğretim görevlisi uzman doktor olarak çalışmaktayım. YÖK yasasına göre doçentlik sınavına girebilmem için ÜDS'den 65 almak gerekiyor. Ancak orta öğretimimde istememe rağmen yabancı dil eğitimimi Fransızca (kura ile) olarak yapmak zorunda bırakıldım. Daha sonra birçok yerde bu dili geliştirme olanağı bulamadığım için İngilizce öğrenmeye karar verdim. Benim dönemimde yabancı dili Fransızca olup benim gibi İngilizce öğrenmek için çaba gösteren birçok arkadaşım olduğunu biliyorum.
Kısacası mesleki ilerlemem için dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir zorunluluk olmamasına rağmen, bizim ülkemizde bir zorunluluktur. Yabancı dil eğitimi ülkemiz koşullarında orta eğitimde çok fazla iyi olmamasına rağmen böyle bir dayatma, geleceğimizin ipotek altına alınması demek anlamına geliyor.
Yayınlarımın (SCI'lar dahil) bence yeterli olmasına, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalmama, üniversite koşullarında yurtiçi ve dışı kongrelere kendi imkânımla katılmama rağmen yabancı dil konusunda tamamen şanssızlığımızın kurbanı olmak zorunda kalıyoruz.
Üniversitelerin senato kararı ile de yardımcı doçent olabilmek için bilimsel kriterler değil, yabancı dil kriteri olarak ÜDS 65 olmalı gibi kurallar getirilmiştir. Biz artık kendi konumuzla araştırmaları bir kenara bırakarak yabancı dil kriterlerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Yani yabancı dili bilmek bilim adamı olmak için yeterlidir. Sonuçta üniversitelerde yabancı dil dayatması ülkenin gerçekleri ile örtüşmüyor.
Mehmet CESUR