Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Orta Sınıf ve Kürtler

Başlık, İletişim Yayınları'ndan, kısa bir süre önce yayımlanan, yeni okuduğum bir kitabın adından alınma: "Şehir, Orta Sınıf ve Kürtler."
Yazarı Cenk Saraçoğlu, ODTÜ'de yardımcı doçent.
Kitabın alt başlığında, yazarın "İnkardan Tanıyarak Dışlama" adını verdiği bir nitelendirme yer alıyor. Yazarın anlatımına göre, kitabın yazılmasına vesile olan kent de İzmir ya da yazılması için seçilmiş kent. Çünkü, "Şehir, Orta Sınıf ve Kürtler" adını taşıyan kitap, aslında bir doktora çalışması. Yazar Cenk Saraçoğlu, bu doktora çalışmasını tamamlamak üzere, İzmir'de bir dönem konumlanmış, ardından "Orta Sınıf" olarak tanımladığı kesim içinden belirlediği 90 kişi ile derinlemesine görüşmeleri içeren bir saha çalışmasını, İzmir'de gerçekleştirmiş. Yazar, bir bilim insanı gözlüğüyle, bu görüşmelerin ardından bazı sonuçlara varmış. Elbette bunlardan en önemlisi, İzmir'in orta sınıfında, Kürtlerle ilgili sadece bir "eğilim" olarak saptadığı "dışlama" algısı.
Yazar, bu algının İzmir'de, özellikle orta sınıfta hem Kürtleri bir halk olarak tanıma üzerine oturduğunu hem de Kürtler'i tanıyarak dışladığını öne sürüyor.

* * *

"Öne sürüyor"
diye altını çiziyorum, çünkü yazar da, bu konudaki analizini, İzmir'in orta sınıfı için, bütünsel anlamda bir bağlayıcılık olarak değil, özünde sadece bir "eğilim" olarak tanımlıyor. Önce Cenk Saraçoğlu'nun bir bilim insanı kimliğiyle yaptığı "orta sınıf" nitelemesine bakalım:
"... formel bir iş sektöründe, çoğunluğu memur olarak çalışan, düzenli bir gelire sahip, devletin sosyal haklarından istifade eden, büyük çoğunluğu oturduğu evin sahibi olan, fakat öte yandan emek gücünü satarak, elde ettiğinin dışında başka gelir kaynağına sahip olmayan..."
Orta sınıf için yazarın sıraladığı bu özelliklere katılıyorum. Günümüzde orta sınıf kavramını, sadece İzmir için değil, tüm kentler için bu ve benzeri özelliklerle açıklayabilir, bunun temellerini genişletebiliriz.
Saraçoğlu'nun kitabı üzerine düşünmeliyiz. Çünkü "Tanıyarak Dışlamak" üzerinde düşünülmesi gereken sosyolojik bir kavram. Yazarın kendisini İzmirli sayan insanlar ile yaptığı görüşmelerden, "Kürt karşıtlığı hissiyatı veren" kitaba yansımış satırlar, üzerine düşünülmesi gereken satırlardır. Ama aynı objektifi, İzmir'in benzeri, yoğun "göç alan" Antalya, Mersin gibi kentlere tutsak, orta sınıf nitelendirmesi içinde, Kürtler'i hem tanımaya yönelik hem de tanıdığı halde "Kürt karşıtı algı taşımaya" yönelik eğilime, farklı eğilimlere rastlayabiliriz. Kanımca önemli olan bu eğilimleri, sadece kentlere bağlamak değil, bu noktadan açılım yaparak, tüm Türkiye'ye gerçekçi bakabilmektir.
İzmir'in bütününü 90 kişi ile yapılan derinlemesine görüşmelerden ölçmek mümkün olmasa gerek.
İzmir hem tarihi boyunca hem de günümüzde; farklılıkları bir arada, barış içinde, hoşgörüyle yaşamış bir kent. Benim tanıdığım İzmir, Kürtlerle de yıllardır barış içinde yaşayan, gündelik hayatı paylaşan, Türklerin Kürtleri ötekileştirmediği bir kenttir. Aynı İzmir'de yıllardır yaşayan Kürt yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu da, Türkler'e karşı yaklaşımında bu yakınlığı yaşar, gündelik hayatı özenle paylaşır. Elbette Kürtlerin arasında da, Türklerin arasında olduğu gibi, "milliyetçi" eğilimler, her zaman vardır. Tüm toplumlarda olduğu gibi.

* * *

Türkiye'nin, Kürt sorununu, barış içinde, önümüzdeki süreçte çözeceğine inanıyorum.
Sancılı ve çok zor olacak ama olacak. Çünkü barıştan başka şansımız yok.
Kitabın yazarı yukarıda vurguladığım eğilimin, sadece siyasal açıdan bağlayıcı olmadığını belirterek, Kürt karşıtlığının Türkiye'deki yükselişini de aktaran, farklı noktalara dikkat çekmiş. Bu nedenle, bugüne dek hep "tabu olarak görülen" bu konu üzerine, daha çok düşünmek, sakin konuşmak gerekiyor. Türkiye'yi, yerelden ulusala, ulusaldan yerele; yeni bir dönem bekliyor. Hem Türkler'in hem Kürtler'in çok sağduyulu olması gereken, barış duygusunun sürekli öne çıkması gereken, hassas bir dönem. Dolayısıyla ne İzmir'in ne de başka kentlerin, bu sürecin dışında olma olasılığı yok. Bu kitap bana bunları yeniden anımsattı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA