Bünyamin Çelebi... Çok eski bir dost. İyi, nitelikli bir insan. Dürüst, başarılı bir gazeteci. İstanbul yıllarımızda, CNBC-E'ye dönüşmeden önce, Kanal- E'de birlikte aynı televizyonda, renkli günleri paylaşmıştık. Cumhuriyet, Sabah, Hürriyet gazetelerinde de çalışan, mesleğimizin tecrübeli, iyi isimlerinden sevgili Bünyamin Çelebi, öykülerini 'O Sen misin?' adlı kitapta toplamış. (İkinci Adam Yayınları) Görüşemediğimiz yıllar sonrasında, Bünyamin Çelebi'nin postadan ulaşan imzalı kitabı, sürpriz ve güzel bir dost selamı gibi oldu benim için. Bir de baktım kitabın önsözünü ve arka kapak yazısını da, sevgili Fikret Otyam ustamız yazmış. Şimdi uzaklardaki iki dostun, bir de 'ortak dostluğunun' güzel sevinci yansıdı hemen kitaptan.
***
Bir süredir meslekten uzak duran Bünyamin, anladım ki yazmayı tutkuyla sürdürüyor. Yazmaktan kopmamak çok iyi, uzun süredir biriktirdiği, damıttığı öyküleri de, işte sonunda kitap olmuş. Bünyamin, önce çocukluğunun Ankara'sında buluşmuş öykülerle. İlk gençlik aşkları, umutlar, umut kırıklıkları, hüzünler, sevinçler... Bahar aylarında sokakları gül kokan bir Ankara. Ne çok güzel, hiç bilmezdim bunu. Acaba Ankara sokakları, hala bahar aylarında, gül kokuyor mu?
Bünyamin Çelebi'nin öykülerini sevdim. Hepsinde yaşanmışlığın süzülen, incelikli izleri. Bünyamin belli ki yaşadıkça yazmış, yazdıkça yaşamış. Öykü böyledir biraz... Yaşanmışlıklardan sonra arınır, sayfaların üzerine dökülür kelimeler. Sevgili Bünyamin'in öyküleri de bir yanıyla, biraz kendisi gibi: Naif, kırılgan, yalın, dürüst, içtenlikli, sahici...
Dilerim devamı gelir bu öykülerin... Eminim gelecektir de...