En sonda yazacağımı ilk başta yazayım. Yavuz Bingöl'ün tek suçu bu milletin yüzde 52 oy vererek devletin en tepesine gönderdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saygı duymak.

Bu. Hepsi bu kadar.

Uğradığı itibarsızlaştırma kampanyasının, haysiyet suikastının, medya lincinin tek sebebi bu.

Her şeyin Ahmet Hakan'ın Yavuz Bingöl'le röportaj yapmasıyla başladığını sanıyorsak yanılıyoruz. Gezi Süreci'nde sanatçıların eylemlerde yer almasıyla başladı aslında linç operasyonları.
Hatırlarsanız Gezi sürecinde, sürece destek vermeyen sanatçılar üzerinde ciddi bir baskı ve linç operasyonları yürütülmüştü.

Gezi'ye kadar, 28 Şubat'tan bu yana içlerinde gizledikleri tüm "Vay şerefsiz"li kinlerini ortalığa saçma fırsatı buldular.

Rahmetli Ahmet Kaya'ya Özkökgillerin gösterdiği linç kültürünü bugün Özdemirgillerin sürdürmesini garipsemedim.

Bir insan bu kadar nefreti, kini, sövgüyü, düşmanlığı 12 yılda biriktiremez.

Yapılanlara baktıkça eskinin nefes aldırmayan baskıcılığına, darbeciliğine, işkenceciliğine, faili meçhulcülüğüne, zalimliğine gösterilmeyen düşmanlığın Erdoğan'a, hatta AK Parti'ye oy veren sokaktaki iki kişiden birine de gösterilmesi, gerçekten 12 yılla açıklanamaz.
İnsan yemeyi iyi bilirler.

Abdülhamit'ten, Şeyh Sait'ten, Seyit Rıza'dan, Bediüzzaman'dan, İskilipli'den, Menderes'ten, Erbakan'dan, Ahmet Kaya'dan beri iyi bilirler.

Millet Erdoğan'ı yedirmeyeceğini gösterip her seçimde bunların suratına okkalı şamarlar attıkça da kinlerini Erdoğan'a saygı duyanlara yöneltiyorlar.

Hazır kendilerine "paralel" yeni yoldaşlar da bulunca linç yapacak hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar.
Bu linç kültürü yeni değil anlayacağınız. Ta eskiden beri devam ediyor.

Erdoğan'a saygı gösteren ve AK Parti aleyhine açıklama yapmayan bütün sanatçılar bu linçten nasibini alıyor. Yavuz Bingöl'den önce de Erdoğan'ın iftarına katılan sanatçıları da tek tek linç etmediler mi?

Erdoğan'a hakaret etmeyen sanatçı bile onlara göre "sanatçı" değildir.

Bir sanatçının devletin en üst düzeyindeki Cumhurbaşkanı'na saygı duyması linç sebebi oluyor. Nasıl bir ruh hâli bu?


Yavuz Bingöl üzerinden diğer sanatçılara da gözdağı veriliyor.
Nasıl bir mahalle baskısına, nasıl bir şahsiyet katliamına uğratılacakları gösterilerek "AK Parti'de uzak durun" mesajı veriyorlar.

Yavuz Bingöl'e sorulan sorunun Hürriyet'te değiştirilerek verilmesi, Bingöl'ün yanıtının çarpıtılması da organize bir provokasyonu gösteriyor.

Televizyonsa vicdan kasan, Yavuz Bingöl'ü "gaddarlıkla" suçlayan çok vicdanlı sunucuyu gördük. Madem bu kadar vicdanlıydın da başına vurula vurula katledilen çocuğun annesine "Oğlunuz örgüt üyesi miydi?" diye nasıl sorabildin?" diye sormazlar mı?

Alev Alatlı'nın dediği gibi, "Bir kalem darbesi ile atar ergenleri sokağa döken yazarın yaptığı helal değildir."

Ama bunlar nerden bilsin helali haramı…