Van depremi sadece ülkemizin değil dünyanın da gündeminde. Zaten terör illeti ile uğraşan milletimiz bir de deprem ile gerçek anlamda sarsıldı. Firmalar ve ünlüler sosyal ağlarda yayınladıkları mesajlarla üzüntülerini ve deprem ile ilgili yapmak istedikleri yardımı ya da yaptıkları yardımı reklam ediyorlar.
İletişim firmalarının verdikleri hizmetleri reklam etmeleri gayet normal geliyor bana. Sonuçta deprem bölgesindeki en insani ihtiyaçlardan bir tanesi de şehir dışındaki yakınlarından haberdar olmak, durumlarını öğrenmek. Bu hizmetlerin ücretsiz verildiğini öğrenmek deprem bölgesindeki depremzedeleri bir nebze olsun rahatlatacaktır.
Fakat pek çok Türk firması "Biz şu kadar bağış yaptık" gibi açıklamalarla kendilerini antipatik bir hale getirmeyi başardılar. "Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" diye bir söz vardır. Özellikle Türk firmalarının bağışlarını bol bol reklamla yapmaları Türk kültürüne ters bir davranış. Onur Air ise bu antipatik durumu apayrı bir seviyeye çıkardı.
Onur Air'ın Facebook grubunda yaptığı "kampanya" şu şekildeydi:
"Dev bir aile olmamızı sağlayan 220 bin kişilik Facebook grubumuz adına hem Van'da yaşanan depremin felaketzedelerine hem de aziz şehitlerimizin bize emanet bıraktığı ailelerine olmak üzere her bir takipçimiz adına Onur Air olarak 0.5 liralık bedelle toplam 110 bin lira yardımı bugün yapıyoruz. Amacımız, şehit ailelerimiz ve depremzedelere yardım etmek isteyen sosyal medyanın duyarlı üyelerinin hassasiyetlerine aracılık etmek ve çok çabuk unutulan acılara dikkat çekmek. Şu andan itibaren kampanyamızı güçlendirmek adına www.facebook.com/onurair adresindeki kurumsal Facebook sayfamıza katacağınız her yeni takipçimiz için 0.5 lira bağış daha yapacağız."
Her yeni Facebook sayfası beğeneni için 50 Kuruş bağış. Allah razı olsun! Onur Air'in kampanyası aslında oldukça güzel gidebilirdi, fakat bence tüm sorun "Şu andan itibaren kampanyamızı güçlendirmek adına www.facebook.com/onurair adresindeki kurumsal Facebook sayfamıza katacağınız her yeni takipçimiz için 0.5 lira bağış daha yapacağız." diye belirttikleri son cümleden kaynaklanıyor. Açık açık deniyor ki "Bağış yaparız, ama şartımız var". Bu da haliyle fırsatçılık olarak algılanıyor. Ayrıca rahatlıkla söyleyebilirim ki 110 bin TL bir havayolu şirketi için bozuk para. Yani reklamı yapılacak bir miktar değil.
Onur Air'ın bu fırsatçılığı Twitter'da özellikle o kadar tepki gördü ki, Trending Topics'e taşındı. Hatta Twitter'daki ilginç iddialardan bir tanesi de Facebook grubunda tepki gösteren cevapların silindiği ve kullanıcıların sayfadan atıldığı yönündeydi. Sayfadan atılan her adam da 50 Kuruş az yardım demek düz hesapla, neyse.
Fakat Onur Air'ın bu hatalı kampanyası üstüne bir özür dileyeceğini tahmin ederken, üstü kapalı bir biçimde benim gibi anlayan insanlara gerizekalı muamelesi yapıldı. "Kampanyanın yanlış anlaşıldığını" iddia eden Onur Air'ın Facebook grubundan bağış makbuzu ve altında şöyle bir açıklama geldi:
"Amacı, şehitlerimizin ailelerine ve Van depremzedelerimize yapılacak yardımlara sosyal medyada dikkat çekmek olan kampanyamız bunu anlayamayan bazı takipçilerimiz nedeniyle sona erdirilmiştir. Sizler adına gerçekleştirdiğimiz 110.000 TL'lik yardım makbuzlarımızın ilki ektedir, diğeri de gün içerisinde yayınlanacaktır. Sağduyu sahibi takipçilerimize iletmek isteriz ki sosyal medya dışında ayrıca nakdi bağış yapılması, bölgeye ücretsiz uçak tahsis edilmesi ve çalışanlarımızın toplu yardımları gibi diğer katkılarımız sürmektedir ve sürmeye devam edecektir. Yanlış anlamalar için, yanlış anlamayan takipçilerimizden özür dileriz."
Kısacası özrü kabahatinden beterdi Onur Air'ın. "Sosyal Medya nasıl kullanılmaz?" diye bir sunum yapacak olsam, tahminen ilk vereceğim örnek bu olacaktır. Muhtemelen Onur Air bir iletişim firması ile anlaşmıştır Facebook sayfasının yönetimi için. Onların adına sosyal medyada konuşma yetkisi verdikleri insanlar Onur Air'ın itibarını sosyal ağlarda iki paralık etti.
Sosyal ağları herkes kullansın tabi, kullanmasın demiyorum. Ama bazıları hobi olarak kullansın.