ANTAKYA'da polisler eli silahlı, akli dengesi bozuk kişiye yine 'gerektiği gibi' yaklaşmayınca, iki polisimiz şehit oldu. Geçen yıl da benzer bir olay, Aşiyan Mezarlığı'nda yaşanmış, olaya müdahale eden Yunus ekibinden bir polis yaşamını yitirmişti. Antakya'daki saldırgan, yanına yaklaşan iki polise 'yakın mesafeden' ateş etmiş. Birini göğsünden, diğerini sırtından vurarak şehit etmiş. Belli ki, polisler elinde pompalı tüfek bulunan ve bir kaç dakika önce sokakta çocukları satırla kovalayıp etrafa rastgele ateş ederek biri ağır 4 kişiyi yaralayan gözü dönmüş caniyi 'etkisiz hale getirmek' için değil, 'ikna etmek için' yanına yaklaşmışlar. Haber bültenlerine yansıyan ABD'deki polis uygulamalarını izliyoruz. Bir saldırganın elinde silah varsa, polis asla yanına yaklaşmıyor. Güvenli bir mesafeden ikaz ediyor. Zanlı, talimatlara uymazsa, vurularak etkisiz hale getiriliyor. Haber bülteninde şehit polislerin tabutlarının üzerine kapanan acılı anneleri, feryat eden yetim çocukları gördükçe, polisimizi çoğu zaman 'aşırı güç kullanmakla' suçlayanlar geldi aklıma... Ne aşırı güç, ne aşırı zaafiyet... Polisimiz bu tür vakalarda 'gerektiği gibi' davranmak üzere daha iyi eğitilmeli.