Star'ın efsane haline gelmiş Pazar Gecesi Sineması yeniden başladı.
Ama yılın ilk günü için yapılan film tercihi hatalıydı. Herkesin umutla başladığı yeni yılın ilk gecesinde karşımıza dünyanın yok oluşunu anlatan 2012 filmi çıktı.
Sinemada izleme olanağı bulamadığım için efektleriyle çok konuşulan 2012'yi izlemek üzere ekran karşısına geçtim.
Geçmez olaydım...
İçim karardı, korktum, dehşete kapıldım. Zira kıyameti bilimsel gerekçeleriyle öyle etkileyici bir mantık silsilesi içinde perdeye taşımışlar ve öylesine sağlam tarihi belgelere dayandırmışlardı ki; etkilenmemeye imkan yoktu.
Tabii ki Mayalar söyledi diye 21 Aralık 2012'de kıyamet kopacak değil. 22 Aralık 2012'de yine mutlu, umutlu bir dünyaya uyanacağımızı düşünüyorum. Ama ya gerçekten güneşteki patlamalar mikro dalga fırın etkisi yaratıp dünyamızı içten içe pişirmeye başlarsa? Ya o tarihte güneş sisteminde ip gibi dizilen gezegenler etkileşime girip kıyameti tetiklerse? İşte film bu 'Acaba?'lar üzerine kurulmuştu. Biraz Cure, biraz The Day After Before, azıcık Poseidon'dan Kaçış ve çokça Nuh Tufanı Efsanesi...
Yapım, felaket filmlerinden oluşmuş bir acı ve sersemletici kokteyl kıvamındaydı.
Eğer yeni Star kendinden bahsettirmek için, diğerlerinin romantik komedi filmleri yayınladığı yılın ilk gününde 2012'yi ekrana getirdiyse; evet, bunu başardı... Ama benim gibi ruhuna kasvet basan pek çok izleyicinin de ahını aldı.