Belgesel kanallarındaki kıyamet senaryoları süredursun, insanlığın kurtulmasının tek yolunun uzayda kolonileşmek olduğu fikri gün geçtikçe yayılıyor.
Dünyanın doğal felaketler, ozon tabakasının incelmesi, güneşteki patlamalar ya da göktaşı tehdidi altında bulunduğuna dikkat çeken bilim adamları, kurtulmanın tek yolunun 'kendimizi başka bir gezegene atmak' olduğu konusunda birleşiyorlar.
Ancak insanlığın uzayda devamını sağlamak için önümüzde önemli bir engel var. Zira uzayda cinsel birleşme ve döllenmenin sağlanıp sağlanamayacağı bilinmiyor.
Sıfır yerçekimi ortamında, cinsel birlikteliğin fiziksel olarak sağlanması son derece zor. Bu sağlansa bile, fetusun yerçekimsiz ortamdaki anne karnında sağlıklı bir gelişim gösterip gösteremeyeceği belirsiz. Zira fareler üzerinde yapılan deneyde, uzayda büyüyen embriyoların sol kalp kapakçığının gelişmediği ortaya çıkmış.
SOKULMA TÜNELİ
History Channel'da izlediğim belgesel, işte bu konuyu işliyordu. Meğer bilim adamları 'uzayda seksi' mümkün kılmak için uğraşıp duruyorlarmış. Peki, kadın ve erkeklerin bugüne kadar birlikte yaptıkları uzay yolculuklarında bu gerçekleşmiş mi? Bilinmiyor. Zira bir seferinde evli bir çift de Endover uzay mekiği ile uzaya gitmiş. Bilim adamları ve uzay araştırmalarıyla ilgilenenler, astronot çiftin arkadaşlarının onların yalnız kalıp bir 'fantezi' gerçekleştirecekleri ortamı hazırlamış olabileceklerini varsayıyorlar.
Ancak bugüne kadar çift bu iddiaları ne doğrulamış, ne de yalanlamış. NASA ise bu konuyu 'tabu' olarak kabul edip uzayda insan cinselliğine dayalı deneyler konusunda son derece ketum bir tavır sergiliyor.
Bilim adamları ise uzaydaki yerçekimsiz ortamda çiftlerin birbirlerine 'kenetlenmelerini' mümkün kılacak kelepçe, cırt cırt ya da özel uyku tulumu gibi icatlar üzerinde çalışıyorlarmış. Bunlar arasında en fazla umut verici olan ise 'sokulma tüneli' adı verilen bir kılıf. Bunun içine giren çiftler sağa sola savrulmadan birbirlerine yakınlaşma imkanı bulabileceklermiş.
Tabii ki iş, cinsel birleşmenin gerçekleşmesiyle de bitmiyor. Zira yerçekimsiz ortamda doğum yaptırabilecek özel bir doğumhaneye de ihtiyaç var. Bilim insanları bunu gerçekleştirmek için kendilerine suda doğum yöntemini rehber alıyorlarmış.
Özetle, insanlığın geleceği, uzayda her şeye rağmen yolunu bulmayı başarıp yumurtayı dölleyebilecek bir sperme bağlı!