Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Selim'in küvette işi ne?

Daha önce de değerli eleştirileriyle köşemize katkı sağlayan okurumuz Mehmet Akif Kılıç; dönem dizilerinde kostüm, dekor ve aksesuvarların, temel konunun önüne geçmemesi gerektiğini dile getirmiş:
"Yüksel Bey, öncelikle yazımı köşenizde yayınladığınız için teşekkür ederim. Sizin bu alicenaplığınızı takdir etmemek elde değil. Zira bu sayede televizyon dünyasının baş aktörleri, seyircilerin televizyona sadece bir kutu gözüyle bakmadığını anlamış oluyorlardır. Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü öyle yapımlar sunuluyor ki, kimi zaman seyircilerin zekasıyla dalga geçildiğini düşünüyorum.
Ben televizyona sadece bir kitle iletişim aracı veya eğlence mekanı gözüyle bakmıyorum. Televizyon bana göre yüzyılımızın en önemli eğitim ve kültür aracıdır.
Çocuklarımız sosyal öğrenmeyi en çok televizyondan ediniyor. Televizyon hem göze, hem kulağa hitap ediyor. Bu açıdan televizyon yöneticilerinin bu bilinçle hareket etmesi gerekir diye düşünüyorum.
Şöyle bir eleştiri alabilirim: 'Kardeşim, televizyon vakit geçirme yeridir, insanlar streslerini atıyorlar, aman bu kadar da önemseme' veya 'İzleme kardeşim'... Ben öğretmenim ve öğrencilerin televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarından ne kadar etkilendiklerini açıkça görüyorum. Televizyon salt bir eğitim kutusu gibi de kullanılsın demiyorum.
Örneğin, Muhteşem Yüzyıl...
Tamam, çok eleştiriliyor ama ben hiçbir zaman kostümünü, dekorunu eleştirmedim ve bence takdire şayan. Belki de bu konuda hata ediyorum. Eleştirmek kolay, takdir etmek zordur. Bu, hayatın her noktasında böyle ama ben o dizide dekor ve kıyafetten çok konuya bakıyorum. Zira bunlar bilinçaltına yerleşiyor.
Fark ettiniz mi, Kanuni Sultan Süleyman bir zamanlar En Son Babalar Duyar dizisindeki baba gibi değil mi? Sürekli haremde oturan, hiçbir şeyden haberi olmayan, Hürrem ve diğerlerinin kavgalarında hep sonradan olaya dahil olan bir karaktere dönmedi mi?
Soruyorum Yüksel Bey; adına kürsü açılıp Amerika'da ders olarak okutulan bir kişiden bahsediyoruz. Hatasını da, başarısını da anlatsınlar ama bu kadar da dar kalıplarla değil. Senaristler sadece İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın Osmanlı Tarihi kitabının Kanuni ile ilgili kısmını hiç dokunmadan yazsınlar. İzlenme rekorunu altüst etmezse hiçbir şey bilmiyorum. Ama Şehzade Selim'i küvete sokarak dizi yapamazsınız. Selim'i eleştirin ama küvete sokarak değil...."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA