Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yılanların Öcü'sü

Yılanların Öcü, Türk sinemasının klasiklerindendir. Edebiyatımızda 'pastoral' denildiğinde akla gelen birkaç önemli isimden biri olan Fakir Baykurt'un romanından; önce 1962'de, sonra 1985'te olmak üzere iki kez beyazperdeye aktarılmış. Bu nedenle Show TV'de diziye dönüştürülen Yılanların Öcü'nü merakla bekliyordum.
İlk bölümden kesin kanaatler belirtmekten özenle kaçınırım. Ama şimdilik beklentimin tam olarak karşılanmadığını söylemekle yetineyim.
Filmlerdeki lezzet, ilk bölümde damağıma ulaşmadı ne yazık ki. Bunda yetersiz oyunculukların önemli bir etken olduğunu söyleyebilirim. Ceyda Ateş ve Hande Soral bu ağır yükün altında eziliyor gibi göründü. Kadro içinde en çok Şerife'yi oynayan Hande Kaptan dikkatimi çekti. Ama Kapadokya'nın köyünde yaşayan kızı oynarken, 'Nişantaşı tikisi' makyajı yapmak hangi akla hizmettir, işte onu anlamadım.
Yılanların Öcü gibi bir cevher, yeterince değerlendirilememiş gibi duruyor. Sanki koca narenciye bahçesinden bir bardak portakal suyu çıkarılmış gibi.
Umarım Yılanların Öcü, ekrana Yılanların Öcü'sü olarak yansımaz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA