Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Milyoner’in kozmik odası

Atv'nin yaşayan efsanesi Kim Milyoner Olmak İster?'in bu denli başarılı olmasında formatın cazibesi, ödüllerin yüksekliği ve sunucularının harika performansları kadar Soru Bankası'nda çalışan ekibin muhteşem hayal gücü ve yaratıcılıklarının da rolü büyük.
Özellikle ilk iki sorudaki seçenekler bazen öyle esprili oluyor ki sunucu Kenan İmirzalıoğlu bazen gülmekten şıkları okumakta güçlük çekiyor. Zorlu aşamalardaki sorular ise tam bir beyin fırtınası. İçinde hem zeka ürünü şaşırtmacalar hem de ilginç bilgiler barındırıyor. Bu hafta da karşıma iki şahane soru çıktı. Birincisi, adeta Temel fıkrası gibiydi:



"Dünya rekoru 9.58 saniye olan 100 metre koşuda bir yarış düzenlenmişse ve koşucu Temel, yarışı nizami şekilde 9.57 saniyeyle bitirmesine rağmen dünya rekorunu kıramamışsa hangisi gerçekleşmiş olabilir? A) Temel hakemlere göz kırpmıştır B) Temel altın madalya kazanmıştır C) Temel yarı yolda dinlenmiştir D) Temel ikinci olmuştur." (Doğru yanıt C) Bir diğer soru ise çocukluğundan beri hayatı yurt dışında geçmiş, ABD'yi bir çok kez bir baştan bir başa gezen yarışmacıyı fena halde ters köşeye yatırdı:



"Kaliforniya Körfezi'nde denize giren biri hangisinde olabilir? A) ABD'nin Sacramento şehrinde B) ABD'nin Los Angeles şehrinde C) Meksika'nın Puerto Penasco şehrinde D) Arjantin'in Buenos Aires şehrinde..." Ekran başındaki pek çok kişi gibi yarışmacı da "ABD'nin Los Angeles şehrinde" şeklindeki "B" şıkkını tercih etti. Ama doğru yanıt, "C" yani "Meksika'nın Puerto Penasco şehrinde" olacaktı. Çünkü Kaliforniya Körfezi bu kentin sınırları içindeydi.
Sizlere Soru Bankası'nda görev alarak bu şahane soruları hazırlayan ekibi tanıtmak isterdim. Ama tahmin edeceğiniz gibi 1 milyon lira ödüllü yarışmanın soru hazırlayıcılarının kimliği özenle gizleniyor. Hatta kendileriyle kod adları üzerinden temas sağlanıyor. Soru Bankası ise adeta Kozmik Oda ciddiyetinde korunuyor.

Bu ne fütursuzluk?
Geçen haftanın en dehşet verici haberlerinden biriydi. (Zaten hangisi değil ki!) Antalya'da bir adam, alacak verecek meselesi yüzünden dönerci bıçağından bozma kılıçla kebapçıyı basmış, içeridekileri rehin almıştı. Sonunda güçlükle ikna edildi ve ekip arabasına bindirildi.
Haberde beni dehşete düşüren iki ayrıntı vardı. Birincisi, adamın bu eylemi 'döner bıçağından bozma kılıçla' gerçekleştirmiş olmasıydı. Geçenlerde de masum bir genç kızımız elinde Samuray kılıcı bulunan bir sapık tarafından katledilmemiş miydi? Adamın arabaya bindirilirken söyledikleri de kaygımı artırdı: "Beni o savcıyla görüştürmezseniz bir daha silahla geleceğim. 3 bin liraya silah satıyorlar. Ya beni dört duvar arasına atın ya da bu mevzu çözülecek ağabey..."
Adam tutuklanmayacağından ya da çok az bir cezayla sıyıracağından öyle emin ki yeni eyleminin planlarını şimdiden yapıyor. Bunu söylemekte de bir sakınca görmüyor. Aynı zamanda kişisel silahlanmanın tarifesini de açıklıyor.
Yasalar yetersiz. Gidişat kötü, hem de çok kötü...

'Bay Gol' unutulur mu?
Neyse ki futbol oynadığı zamana yetiştim. Fenerbahçeli Osman Arpacıoğlu, 'golcü' kelimesinin krampon giymiş haliydi. Bu nedenle de 'Bay Gol' olarak anılırdı. Bana futbolu sevdiren yıldızlardan biriydi. Ne yazık ki onu da kaybettik.
Aynı gün Fenerbahçe'nin maçı vardı. Sarı-lacivertliler uzun bir aradan sonra 4-0'lık farklı galibiyetin sevincini yaşadılar. Ama benim içim buruktu. Çünkü gözlerim, futbolcuların kollarında siyah matem bandı aradı. Yoktu...
Bu köşede uzun süredir Fenerbahçe'deki 'ruh eksikliğinden' yakınıp dururum. Bir takıma ruh ya da ruhsuzluk katan işte bu detaylardır...

Gaf kürsüsü
Milyoner'in sunucusu Kenan İmirzalıoğlu, sesli soruda Amman Bre Deryalar türküsünü dinlettikten sonra "Rahmetli olan sanatçımızdan dinledik. Belli bir nostalji yaptırdı. Arif Şentürk nur içinde yatsın. Vefat edeli de baya oldu" dedi. Ancak Şentürk sağ salim hayattaydı.

Zap'tiye
Barolar Birliği Başkanı bile telif ödemeden seçim kampanyası için şarkı tırtıklıyorsa 'tuz kokmuş' demektir.

Ne demiş?
Oyuncu Kaan Urgancıoğlu, restoran çıkışı etrafını saran muhabirleri savuşturmanın ilginç bir yolunu bulmuştu: "Alkol kullandım, şu anda sizinle konuşmak istemiyorum."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA