Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bedava peynir fare kapanında

Gün geçmiyor ki yeni bir dolandırıcılık yöntemiyle insanlarımız mağdur edilmesin. Kadim dostum ve meslektaşım Muharrem Akduman da filmlere konu olabilecek bir dolandırıcılık vakasını yazmış:
"Yüksel'ciğim günaydın, dün, sohbet sırasında bir olay duydum, 2 yıl önce yaşanmış. Adam Bursalı bir işadamı, fabrika sahibi, birçok gayrimenkulü var. İstanbul'da bir aracı kurumdan hisse satın almış. Sonra bunu İstanbul'a davet etmişler. 'Otel ücreti bizden, sana bir uzman, bir sekreter, bir de özel şoför verelim, gelin odanızda oturun, uzmanımızın size önerdiği hisseleri eğer istiyorsanız talimat verin ve alalım' demişler. Her akşam eğlence, gazinolar, kulüpler. Tüm masraflar şirketten... Adam çok memnun... 200 milyonla gelmiş, parası 10 günde 250 milyon olmuş. 'Fabrikanı ve tüm gayrimenkullerini de sat, yatır' demişler, onu da yapmış. Şirketteki parası yaklaşık 800 milyon lira olmuş. Her gün 10-15 milyon kâr geliyormuş. 'Bu kadar yıl hamallık yapmışım, şimdi oturduğum yerden para kazanıyorum' diyerek ağzı kulaklarına varıyormuş. Ama daha bir ay dolmadan bakmış otelden şirkete götürecek şoför yok. Taksi ile gelmiş şirkete. Bir de ne görsün? Ne sekreter var, ne uzman... 'Ne oldu?' demiş, 'Son aldığımız hisse dibe vurdu, beş kuruşun kalmadı' demişler. Avukatını aramış, savcılığa gitmiş ama olayı öyle düzenlemişler ki 'Kazandığın zaman iyiydi, şimdi mi kötü olduk? Bizim suçumuz yok' deyip sıyrılmışlar işin içinden... Almış birkaç şişe içki, sıradan bir otele gitmiş. Ertesi gün de odadan çıkmayınca kapıyı açmışlar. Adam komalık, hastaneye kaldırmışlar. Bu meyanda eşi ve çocukları da isyan etmişler adama. 'Evlerimizi bile sattın, beter ol' demişler.
Adam şu anda İstanbul'da bir iş hanının çay ocağında garsonluk yapıyormuş. Birkaç kez intihara teşebbüs etmiş, kurtarmışlar. Tam bir Türk filmi senaryosu... Yazık olmuş adama... Sevgiler."

Sadece boykotla olmaz
Köşemize sürekli katkı veren sevgili dostum ve okurum Ali Uygur, İsrail mallarını boykot etmekle katliamın önlenemeyeceğini belirterek daha etkin yöntemler uygulanması gerektiği gerçeğinin altını çiziyor:
"Yüksel Bey'ciğim, bütün dünya devletleri özellikle İslam devletleri Gazze'de yaşanan katliamı, soykırımı, vahşeti sanki televizyondan dizi izler gibi seyrediyorlar. Yönetimler sanki kendileri çok bir şey yapmışlar gibi bir de halklardan İsrail ürünlerini almamalarını, boykot etmelerini istiyorlar.
Efendiler, boykotu devlet yapar, halk değil. Halk nereden bilecek hangi ürünün İsrail menşeili olduğunu. Kaldı ki bu ürünler ülkemizde üretiliyor. Yüzbinlerce vatandaş buralarda çalışıyor, onlar ne yapacak?
Bu böyle olmaz. Türkiye ve İslam ülkeleri, İsrail terör örgütü ile bütün diplomatik, ekonomik ve ticari ilişkilerini kessin. Onu devlet olarak tanıma kararlarını çeksin, bütün İslam ülkeleri bir araya gelip müdahale etmeyi kararlaştırsın. Bak o zaman ortada vahşet, zulüm kalır mı? İsrail'e destek veren ülkelere de siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulansın. (En basitinden petrol ve doğalgaz satmasınlar) Böylece İsrail ve onun yardımcıları yola geliyorlar mı, gelmiyorlar mı görsünler.
Türkiye bunları yapacak ve de İslam aleminin liderliğini üstlenecek güçtedir. Cumhuriyetimizin 100. yılında böyle bir gurur yaşamak istiyoruz. Saygılarımla..."

Samsun'dan çağrı var
Samsunlu okurum Kemal Çağlayan kayda değer iki öneride bulunmuş: "Sayın Aytuğ, çocukluk günlerimizde özellikle ilkokul yıllarımızda öğretmenlerimiz bizi sınıfça etkinliklere götürürlerdi. Piknik, sinema, gezi vb... Çok güzel günlerdi. Sizin medyadaki etkin rolünüz sayesinde, köşenizden özellikle başta MEB olmak üzere çeşitli STK kurum ve kuruluşlardan rica ediyorum. Vizyona giren Atatürk filminin özellikle ilköğretim ve lise öğrencilerinin izlemesini önemli addediyorum.
Ayrıca Futbol Federasyonu, Cumhuriyetimizin 100. yılı nedeniyle Süper Kupa finalini Samsun'da oynatabilir. Tarih konusundaki hassasiyetinize güvenerek bu konuda çağrı yapacağınıza inancım sonsuzdur. Saygılarımla..."
YAZAR NOTU: Süper Kupa finalinin Samsun'da oynanmasını ve gelirinin de Filistin'e gönderilmesini günler önce bizim Zap'tiye bölümümüzde önermiştim.

Gaf kürsüsü
Değerli meslektaşım Tansu Sarı'dan yine kaçmamış: "Mesela arabanı istimlâk duvarının önüne park etmen..." (Yasemin Özçelik Youtube Kanalı'nda deprem ve toprak kayması yorumu yapan astrolog Zuhal Taşçı, istinat duvarını 'istimlâk duvarı' yapıyor)

Zap'tiye
Dilan Polat'a cezaevinde harcaması için aylık 4 bin lira verilmiş. Bir fincan altınlı kahve kaç para haberiniz var mı sizin? (Sosyal medyadan)

Ne demiş?
- Baba, garsonlar yemekleri getirmeden önce neden masadaki mönü kitapçığını kaldırıyorlar, biliyor musun?
- Neden kızım? - Fotoğraflardaki yemekler ile getirdiklerinin farkını görmeyelim diye... (7 yaşındaki kızımın, ağzımı açık bırakan yorumu)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA