Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bir gün gitsen bile Hatıran Yeter

Seçim sürecinde ekranlardan pek çok propaganda filmi, şarkı, klip geçti. Ama bana soracak olursanız, hiçbiri AK Parti'nin "Hatıran Yeter" filmi kadar insanları etkilemedi, yüreklere dokunmadı.
Ferdi Tayfur'un en iyi bestelerinden biri olan ve içinde "Bir gün gitsen bile hatıran yeter" sözleri geçen şarkı bugüne kadar Ferdi Tayfur ile birlikte Sibel Can'dan Zakkum grubuna kadar pek çok sanatçı ve topluluk tarafından yorumlanmıştı.




AK Parti tarafından hazırlatılan "Hatıran Yeter" filmi ise günümüzden 1994'e kadar zamanı geri sarıyor. Bu 20 yıllık süreç içinde belediyecilik ve kamu hizmetleri açısından İstanbul'un nerelerden nerelere geldiğini son derece çarpıcı görüntüler eşliğinde önümüze seriyor. Şehrin orta yerinde tankerin ardında bidonlarla su bekleyenler, izbe hastanenin bir odasına yığılan lohusalar ve bebekleri derken, zaman 1994'e geldiğinde kamera, pencerenin dışındaki bir seçim afişini kadraja alıyor. O afişte Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkan adaylığını duyuran şu slogan yazıyor: "İstanbul emin ellere..." Aynı anda şarkının o vurucu nakaratı duyuluyor: "Bir gün gitsen bile hatıran yeter..."
Özellikle Erdoğan'ın 31 Mart için "Son seçimim" imâlarında bulunduğu, partisine gönül verenlerle birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de bu vedaya razı olmadığı günlerde bu film, AK Partilileri daha büyük bir aşkla liderlerine bağlıyor.
Hemşerileri şöyle bir geriye doğru baktıklarında kendilerini gerçekten de bu hatıralara karşı borçlu hissediyor...

Adaletin bu mu dünya?
Geçenlerde bu köşede adalete duyulan güvenin tartışma konusu olduğu şu günlerde Taş Kağıt Makas dizisindeki polis, avukat ve savcıların nasıl töhmet altında bırakıldığından söz etmiştim.




Dizi sadece içerik olarak değil, kendi içinde de adalet dengesini tutturamamış görünüyor. Neden mi? Dizinin eksenini oluşturan, baş karakter Rıza Tanrıkulu'nu canlandıran Bülent Seyran -ki şahane oynuyor- Taş Kağıt Makas'ın medyada yer alan afişlerinde görünmüyor.
Al sana adaletsizliğin daniskası...

Ciddiyet ve özen budur
Avusturya - Türkiye maçında ilginç bir görüntü ekrana yansıdı. İlk yarının sonlarına doğru bir kameraman ile elinde notlar bulunan Avusturya Milli Takımı'ndan bir teknik sorumlu koştura koştura soyunma odasına doğru gidiyorlardı. Meğer Avusturya teknik heyeti, bir kameraman ve scoud görevlisi tahsis edip maçların ilk yarılarını analiz ettirerek devre sonlarında soyunma odasında onlardan brifing alıyorlarmış. İkilinin acelesi de bu raporlama ve sunuşu devre arasına yetiştirmek içinmiş.
Bizim takımın teknik heyeti böyle bir uygulamadan haberdar mı acaba? Değillerse kulaklarına bir üfleyeyim dedim. Kim bilir belki de ortaya çıkan 5 gollük farkın sebebi budur.

Şeref kürsüsü
İstanbul'da temizlik işçisi olarak çalışan Orhan Binay, yolu süpürürken bulduğu 48 bin 550 lirayı tereddüt etmeden polise teslim ederek mübarek ayda herkese insanlık dersi verdi.

Zap'tiye
Moskova saldırısı dünyaya bir gerçeği anlattı: Sözde İslami örgüt DEAŞ neden Gazze'de din kardeşlerine zulmeden İsrail ve ABD'ye değil de Rusya'ya saldırıyor? İpleri "kurucularının" elinde de ondan.

Ne demiş?
"Akşamdan pilav pişirdim, yine karnımı şişirdim. Ben çok mani bilirdim ama yolda defteri düşürdüm." (A Haber'de röportaj yapılan Ramazan davulcusu Bahattin Ceviz'in manisi)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA