Turkuvaz Yayın Grubu'nun beğeni ile dinlenen radyosu Vav'da duyduğum Hadis-i Şerif bana bu fikri verdi. Hakim bin Hizam'dan nakledildiğine göre Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuş:
"Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece alışverişi kabul edip etmeme konusunda serbesttirler. Eğer dürüst davranırlar ve malın kusurunu açıkça söylerlerse, alışverişleri bereketlenir. Fakat kusuru gizlerler ve yalan söylerlerse yaptıkları alışverişin bereketi gider."

Buradan hareketle bu yıl karşıladığımız Ramazan ayının temasının "Ticarette dürüstlük" olmasının hayır getireceğine inandım. Özellikle gıda sektöründe açık açık insanların sağlığıyla oynayanların, merdiven altı işletmelerde besin değil adeta zehir üretenlerin giderek arttığı, utanmazların, açıklanan taklit ve tağşiş listelerine sığmadığı şu günlerde hırsız ve uğursuzlara "Unutmayın, ölüm de var" hatırlatması yapmak için bu mübarek ayın vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Herkese hayırlı ramazanlar...
(Hadislerle İslam her gün 09.30 ve 15.30'da VAV Radyo'da)
SON OZAN DA GİTTİ
Bence ozanlık sadece Türk Halk Müziği ile sınırlı tutulamayacak bir bilgeliğin adıdır. Ozan olmak ilk başta halkın sorununu kendine mesele edinmek, sazla, sözle onun yolunu açmaktır.
Bu anlamda Aşık Veysel, Köroğlu, Dadaloğlu ya da Neşet Ertaş neyse, Erkin Koray, Cem Karaca ve Barış Manço da odur. Edip Akbayram'ın da ebediyete intikali ile müziğimizde "ozanlık dönemi" kapanmıştır.

Edip Akbayram'ın en önemli özelliği ise şiir ile müzik dünyası arasındaki en sağlam ve manzarası en güzel köprü olmasıydı. Edebiyata uzak duran pek çok insan onun şarkılarıyla şairleri tanıyıp sevdi.
Edip Akbayram için lafı uzatıp da "Şöyle gönül adamıydı, böyle sevgi insanıydı" diye malumun ilamına soyunacak değilim. Aldırma Gönül'ü, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı, Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar'ı penayla, mızrapla nakış gibi kalbimize işleyen, evlatlarından birine Türkü, diğerine Ozan ismini veren adamın muhabbetinden sual olunur mu?
Allah gani gani rahmet eylesin Edip ağabey...
AYIP ETMEDİN Mİ CEM YILMAZ?
Haber, Magazinkolik sitesinde yer aldı. Cem Yılmaz'a, Nasrettin Hoca Foundation USA kurucuları, temsili bir kavuk ile birlikte 21. yüzyılın Nasrettin Hoca'sı olarak onurlandırıldığı bir "Onur Belgesi" vermek istemişler. Organizatörlerden ve menajerinden gelen cevap ise "Cem Bey'in, vakfınızdan böyle bir talebi olmamış. Kendisi, onur belgenizi ve kavuğu istemiyor!"

Bu cümlelerle geri çevrilen vakfın kurucuları, aynı zamanda yazar Ülkü Gözen Stewart ile Ulusal ve Uluslararası Afet Koordinasyon ve Kurtarma Uzmanı Oğuz Kamil Şafoğlu, "Ne yani; Cem Yılmaz, bugüne dek kendisine takdim edilen plaket ve ödülleri, tören ve organizasyonlardan kendisi mi talep etmiş?.. Cem Yılmaz ile ekibi, Nasrettin Hoca gibi bi düşünüre büyük saygısızlık etti" şeklinde konuştular.
Gaf'let kürsüsü
Halk TV'deki Ramazan programında cami görüntüleri eşliğinde "Oturmuş kumar oynar ah ciğerimin köşesi" şarkısı söylenmesin mi?
Zap'tiye
Yaren Leylek 14'üncü kez gelip Adem amcanın kayığına kondu. Artık kimse cemreleri beklemiyor. Baharın geldiğini hepimize Yaren Leylek müjdeliyor.
Ne demiş?
Ümit Özat'tan "Türkiye'de Türk hakem mi kalmadı yurt dışından getiriyorlar?" diyen Cüneyt Özdemir'e cevap: "Sen niye Amerika'da yaşıyorsun Türkiye'de ne eksik?"