Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Dürtü kontrolü bozukluğu

Dürtü, bizi belli bir davranışa yönelten itici güce verdiğimiz addır. Karnımız acıktığında yemek ararız. Amaç karnımızı doyurarak, bedenimizi normal işleyişine döndürmektir. Aslında çoğu kez dürtü ve güdü eş anlamlı kullanılan sözcüklerdir. Bazı temel gereksinimlerimizi belirler açlık gibi, susuzluk gibi, cinsellik gibi. Büyüdükçe dürtülerimizi kontrol etmeyi, doyurmayı ertelemeyi öğreniriz. Yani öğrenmemiz gerekir. Öğrenemezsek ya da öğrendiğimiz halde başaramazsak dürtü kontrol bozukluklarından bahsedilir. Dürtü kontrol bozukluğu, ruhsal hastalıklar içinde yer alır ve tedavi edilmesi gerekir. Bunlardan en sık karşılaşılanı saldırganlık duygularımızı kontrol edemeyerek mala ve cana zarar veren kişilerde gözlenen bozukluktur. Çevredeki insanlar, yakınlar tarafından "yine nöbete girdi" diye adlandırılır çoğu kez ve huy olarak kabul edilir.

SONRADAN SONA EREBİLİR
Herhangi bir nedenden, bazen de çok önemsiz bir nedenle ani başlayan, vurup kırma, elindekini fırlatma, duvara yumruk atma gibi davranışlar görülür. Kısa ya da uzun sürer. Bir süre sonra kendiliğinden sona erebilir. Bazen çevrenin çabası gerkir ki, bu çaba çoğu kez taviz verme, alttan alma şeklinde olur. Sonrası bir pişmanlık, kendine kızgınlık, çevreyi suçlama şeklinde gider. Aralarda son derece saygılı, normal davranıyor olması, yakınları iyice şaşırtır. "Sanki başka biri oluyor" derler. Oysa benzer tablo dikkat eksikliği, kişilik bozukluğu, madde kullanımı gibi durumlarda da görülür. Ama aralarda izlenen tablo da sağlıklı olmadığından, bu denli şaşkınlık yaratmaz. Erkeklerde ve kadınlarda görülmesi olanaklıdır. Erkeklerde daha çok rastlanır. En büyük fark bu nedenle erkeklerin genellikle karakol ya da hapisanelere, kadınların ise psikiyatri kliniklerine gitmelerindedir.

NELER OLUYOR?
Birçok insanın yaşamında buna benzer bir kerelik olay bulunabilir. Çok sıkıcı, üzücü, altından kalkılamayan bir neden olduğunda duvara, masaya vurarak kendine, ya da elindekini fırlatarak eşyalara, başka insanlara zarar verebilir. Eskiden en sık fırlatılanlar tabak, küllük, vazo gibi eşyalarken şimdi yerini cep telefonları almış görünmektedir. Dürtü kontrol bozukluğu diyebilmek için birkaç kez benzer olayın tekrarlanmış olması gerekir. Dürtülerini kontrol edemeyenlerin yaşantılarında çalkantılar vardır. İş yaşamları, eş ve diğer insan ilişkileri sorunlu olabilir. Alkol öyküsü sık rastlanır. Yapılan tüm bu davranışlardan sonra oluşan suçluluk duygusu, depresyona kadar uzanabilir. Antisosyal kişilik bozukluğunda (psikopatlık) benzer tablo sık görülür. Ama arada önemli fark vardır. Onlar davranışlarından dolayı suçluluk duymazlar.

KİMLERDE-NEDEN OLUYOR?
Çocukluk döneminde sık şiddete ve travmaya maruz kalan kişilerde daha sık görülür. Bunun sadece psikolojik etkilenmeden mi yaksa özellikle kafaya ilişkin darbelerin oluşturduğu fizyolojik sorunlardan mı kaynaklandığı tartışmalıdır. Benzer şekilde davranan aile üyeleri de nedenlerden biridir. Özellikle kendileriyle çatışan aile üyelerinin davranışlarına benzeyen süreçler patlamayı başlatabilir. Kendini yetersiz hissetmenin, yapmak istediklerini yapacak gücü olmadığını düşünmenin benzer tepkilere neden olabildiği unutulmamalıdır. Her yaşta başlama görülebilir. 20'li yaşlarda başlama daha sıktır. Kişi yaşlandıkça bulgular azalabilir. Hatta yakınları tarafından "olgunlaştı, duruldu" gibi düşünülür. Ama yaşlılık dönemlerinde fiziksel sorunlar çıkıp, yetersizlikler olduğunda bu tür davranışlarda artış olasıdır.

NE YAPILABİLİR?
Hasta ergenlik döneminde ise aile ile birlikte yapılacak terapiler sonuç verebilir. Bireysel terapiler yaş arttıkça daha az yararlı olmaktadır. Bazı davranışsal yöntemler kişinin kendini kontrolünü öğrenmesini sağlayabilir. Tüm bunların yanında, davranış kontrolüne yardımcı olan ilaçların kullanılması sorunu kontrolde önemlidir. Ama en önemlisi tümünü birlikte yaparken, aile desteğinin alınmasıdır. Unutmayın ki kırılan eşyalar alınabilir, cep telefonları bir üst modelle değiştirilebilir. Ama kırılan insanların onarılarak yanınızda olması, kaybedilen ruh sağlığının geri kazanılması ve kayda geçen sabıka kaydının silinmesi o kadar kolay olmayacaktır. Sonradan duyulan üzüntü ve pişmanlık ise sadece ek sorunlara yol açacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA