Senenin son günlerindeyiz ve her gün yeni bir başka şoka uyanıyoruz. Dönüp bakalım şimdi geçirdiğimiz yıla, sahi siz 2025'i nasıl bilirdiniz? "İyi bilirdik" diyemiyoruz. "Kötüydü" de demek haksızlık. En doğrusu şu galiba: Yoğundu. Sarsıcıydı. Öğreticiydi. Ve evet… Karma tamamlandı denilen bir yıldı. Şimdi senenin son günlerindeyiz. O tuhaf ara boşluktayız.

UMUT HER ZAMAN VAR
Ne tam buradayız ne orada. Takvim yaprakları incelmiş, içimizde hafif bir heyecan, hafif bir yorgunluk. Umut mu? Umut her zaman var. Ama bu yıl umut böyle naif, çiçekli böcekli değildi. Daha sertti. Daha gerçekti. "Uyan" diyen bir umuttu. Gelin 2025'e şöyle bir hızlı bir göz atalım. Kat kat inelim-çıkalım. Çünkü bu yıl tek katlı değildi.
1. Kat: Gerçeklerle yüzleşme 2025, kaçtığımız ne varsa önümüze koydu. İlişkilerde… İşlerde… Toplumda… Kendimizle ilgili… Ben böyle sanıyordum dediklerimizle, aslında böyleymişler çarpıştı. Maskeler düştü. İdare ettiklerimiz ifşa oldu. Ayıp olmasın diye sustuklarımız bağıra çağıra karşımıza dikildi. Ve fark ettik: Sorun insanlar değilmiş sadece. Sorun, bizim sınır koymamamızmış.
2. Kat: Güç Kimde? 2025 bir güç yılıydı ama bildiğimiz gibi değil. Parası olanın, sesi çok çıkanın, kalabalığı yönetenin gücü değil bu. Bu yılın gücü şuydu: Hayır diyebilenler, yalnız kalmayı göze alanlar, konforu terk edenler, ben buraya ait değilim deyip kalkanlar, sessiz devrimler oldu.
Kimse fark etmedi belki ama birçok insan içinden istifa etti. İlişkilerden istifa etti. Kendini küçülttüğü hayatlardan istifa etti. İşte bu anlamda bence gerçek bir güç yılıydı.

3. Kat: Dünya 2025'te de bize şunu söyledi: Ben eskisi gibi değilim. Siyaset sertti. Ekonomi dalgalıydı. Teknoloji baş döndürücüydü.
Yapay zeka hayatımıza öyle bir girdi ki, bazen biz ne yapıyoruz? dedik. Ama bir şey daha oldu: İnsanlar yavaşlamanın kıymetini fark etti. Daha az ama daha anlamlı. Daha küçük ama daha gerçek hayatlar. Lüks artık bağırmıyor. Zenginlik sessizleşti. Gösteriş yorucu bulundu. Derinlik havalı oldu.
4. Kat: İlişkiler - En Zor Sınav, ah o olmayan ilişkiler… 2025 burada acımasızdı. Yarım yamalak sevgiler elendi. Duygusal tembeller sınıfta kaldı. Bu yıl şunu öğretti:
Sevgi emek istiyor. Netlik istiyor. Cesaret istiyor. Seven kaldı.
5. Kat: Kendimizle baş başa kalmayı öğrendik, belki de 2025'in en büyük hediyesi buydu. İnsan kendisiyle kaldı. Telefonu kapattığında… Kalabalıktan çıktığında… Gece yatağa yattığında…
O sorular geldi: Ben ne istiyorum? Bu hayat benim mi? Ben kim oldum? Kolay değildi. Ama gerekliydi. Çünkü karma denilen şey tam da bu: Kaçamayacağın yüzleşme. E peki… 2025 nasıl bilinir? Ne iyi. Ne kötü. Tamamlayıcı. Hesap kapatan. Dersi olan. Şakası olmayan. Ama şunu söyleyebiliriz:
2026'ya girerken artık daha hafifiz. Daha az kandırıyoruz kendimizi. Daha netiz. Daha seçiciyiz. Belki daha yalnızız. Ama daha kendimiziz. Ve bu hiç fena değil. Hoşça kal 2025. Bizi biraz hırpaladın ama yalan da söylemedin.

2026'NIN EN MERAK EDİLEN FİLMİ: 'THE ODYSSEY'
Christopher Nolan'ın destansı yeni projesi 'The Odyssey' şimdiden yılın en iddialı yapımı olarak 2026'nın merakla beklenen filmi oldu. Sinemaseverler ve gişe analistleri, Nolan'ın bu projeyle büyük bir hasılat elde edeceğine kesin gözüyle bakıyor. Üstelik film, satışa çıkan ön biletleriyle şimdiden 2026'nın en konuşulan, en çok gişe yapacak filmlerinden biri.

Elbette 2026'da , 'The Odyssey' kadar güçlü başka yapımlar da dolu. Diğer filmler aile dostu animasyonlarla geniş kitlelere hitap ederken, bazıları da klasikleşmiş süper kahraman gösterilerinden güç alıyor. Illumination'un durdurulamaz 'Minions' serisi, Pixar'ın geri dönen efsanesi 'Toy Story', ve dev kadrolu 'Avengers' buluşması gibi projeler, gişe açısından hazır bir izleyici kitlesi ve yüksek beklentiye sahip. Bakalım 2026 gişe savaşlarında kim en yüksek hasılatın sahibi olacak? Dilerim 2026'da, beyazperde hak ettiği değeri görür ve güzel filmler izler, bol bol tartışırız.