Türk futbolundan bahsediyorum... Yıldırım Demirören, Futbol Federasyonu Başkanlığı'na adaylığını açıkladı. Beşiktaş başkanlığı yaptığı dönemde, transferlere ve tazminatlara milyonlarca Euro harcayıp, karşılığında elle tutulur başarı elde edememiş bir yönetici Yıldırım Demirören. Günlük başarıcı, fazlasıyla da popülist.
İşin kötüsü; yıllardır aynı yanlışları yapmaya da devam ediyor.
Galiba vizyonu böyle. Yani büyük ihtimalle futbolu yönetmekten, sürdürülebilir başarılar elde etmekten anladığı bu. Yanlışlardan ders de almıyor.
Ama Yıldırım Demirören'in federasyon başkanı olmaması için asıl geçerli sebep, başarısız yöneticilik kariyeri değil.
Beşiktaş şu anda devam eden şike davasının taraflarından biri. Haklı ya da haksız, bir şekilde o iddianamenin içinde yer alıyorlar. Ve orada yer almalarına neden olan aksiyonların hepsi de onun başkanlığı döneminde alınmış. Yıldırım Demirören federasyon başkanı seçilirse, bu sürece ilişkin kararları alacak olan alt kurullar da onun inisiyatifiyle atanacak. Bu durumda hangimizin, bizzat Beşiktaş'ın da tarafı olduğu bir sürece ilişkin sağlıklı ve objektif bir karar verileceğine inancı kalır?
Zaten şimdiden konuşulmaya başlandı bile. UEFA'nın milli takım ve kulüp takımlarımıza verebileceği muhtemel cezalar da, Yıldırım Demirören ve onu destekleyenleri korkutmuyor.
Gerekirse cezayı alıp Avrupa'ya gitmeyecekmişiz...
Eğer bugün Yıldırım Demirören'in olası federasyon başkanlığına, kendisinden kurtuldukları için en çok Beşiktaşlılar seviniyorsa; ortada zaten bir yanlış var demektir...