Anlaşıldı bugün benim köşede 'Don günü'. Tövbe tövbeee... Futbolcu Caner Erkin'den sonra sırada tenisçi Anna Kournikova'nın donu var. 'İstanbul Moda Haftası'nı şereflendiren Kournikova'nın da donunu gördük, içimiz rahatladı.
ASIL MESELE İÇ GİYİMDE
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan' ın yanına konuşlandırılan Kournikova, siyah büstiyeri ve lame mini eteğiyle... Ha bu arada eteğin rengini gazetenin kızları toplanıp tartıştık. Bej desen değil, gümüş değil, beyaz değil, sarı değil, lame mi yoksa dore mi derken derken "Yeteeeer lame işte o kadar" çıkışımla konuyu kapattık. Neyse ne diyordum? Hah! Kournikova lame mini eteğiyle katalog karıştırırken frikiği vermiş. Frikikten ne çıkmış? Siyah beyaz çizgili bir don. Tamam "Don" demeyi şu an kesiyorum hatta donduruyorum; iç çamaşırı. Bakanımızın Anna Kournikova'nın yanındaki, elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen ürkek ceylan hallerinin dikkatimizden kaçmadığını belirtip çamaşır konusuna dalıyorum. Herkes dış giyime kafasını yorarken, asıl meselenin iç giyimde yattığını belirtmek istiyorum.
SİZİ DONUMDA SALLARIM
Misal, biz kızların ruh haline göre iç çamaşırlarımız değişir. Mutsuzsak pamuklular, seksi hissediyorsak şöyle dantelli, allı pullular. Sevgilimizden ayrıldıysak en düz, en sıkıcılar. Aşktan ümidi kestiysek şort tipliler, tuhaf renkliler. Kendimizle barışık değilsek korseliler. Yeni aşıksak en pahalılar, en şıklar, en trendine bandımlar. Çocuksuysak üzeri yazılılar vs. vs... Yani olayımız, aslımız, esas duruşumuz, dışımızda değil içimizdedir. Bundan yola çıkarak ben Anna'nın olsa olsa jean içine giyilecek siyah beyaz donu için şunu derim; Anna ne kadar "İşimi ciddiye alırım" demeçlese de, besbelli bizim 'İstanbul Moda Haftası'na Grammy Müzik Ödülleri muamelesi yapmamış işte. Önemsememiş, iş olsun torba dolsun kafasına geçmiş. Hani 'ben bu moda günlerini donumda sallarım' gibisine...