Önce bilmeyenlere kısa Uber bilgisi geçeyim.Uber; 50 ülkede kullanılan, müşterinin ayağına şoförlü aracını getiren bir akıllı telefon uygulaması. Araçlar lüks, büyük, standart ve sarı taksi olarak dört çeşit. İstanbul'da Boğaz yolculuğu için tekneleri de var. Son aylarda İstanbul'da otomobilimi almadığım zaman sadece Uber kullanıyorum, hatta 'Uber var nasılsa' rahatlığıyla otomobilimi garajda bırakıyorum.
Uber'e bayılıyorum ve "Bundan sonra mecbur kalmadıkça bizim sarı taksilere binmem" diyorum. Çünkü...
Her şey kayıt altında. Yolculuk sonrası uygulama üzerinden değerlendirme yapabildiğin için şoför tarafından sana yanlış yapılması zor. 'Abla sen şurada in, ben sağdan kaçayım' gibi önerilerle karşılaşmıyorsun, yarı yolda indirilmiyorsun.
Gideceğin adresi, şoförün beğenmemesi gibi bir şey söz konusu değil.
Uygulama, ödemeyi kredi kartı üzerinden aldığı için nakit derdin kalmıyor. 'Bozuk para yok mu?' sorusuyla karşılaşmıyorsun; para aldın, verdin derdi de yok. Arabayı sağa çekip para bozdurma derdi de yok.
Şoförün alkol ya da uyuşturucu kullanması, dikiz aynasından kesmesi, rahatsızlık vermesi, ter kokması gibi şeyler de söz konusu değil. Hangi aracı çağırırsan çağır, adam gibi davranılman garanti. Aynı şey müşteriler için de geçerli tabii. Şoförler de müşterilere puan veriyorlar.
Eminim bizim sarı taksiciler bu işe çok bozuluyorlardır ama yapacak bir şey yok. İyi hizmet veren düdüğü çalar.