Şunu kabul etmemiz gerekir; bir gün herkes yaşlanacak. Çizgilerden, düşen yanaklardan, kaz ayaklarından, katlanmış göz kapaklarından, kırışıklardan kaçış yok. Ama bu devirde sanki yaşlanmak bir kabus, sanki yaşlanmak başımıza gelecek en kötü şey, sanki yaşlanmak kocaman bir başarısızlık...
Yaşanmışlığa, tecrübeye, anıların bedenimize yansımasına prim verenler, kıymetini bilenler pek az. Çünkü gençliği, diriliği, pürüzsüzlüğü, taş gibi bedenleri emrediyor bize dünya. 'Genç kalacaksın, güzel kalacaksın; yoksa işin biter. Gençler yaşar, sen kenarda izlersin' çekiyor bize.
Bana sorarsanız, bütün bu bedensel ve fiziksel kaygılar saçmalık. Yediğimiz lokmaları sayarken, hayatta olduğumuz her günün bedelini ayna karşısında öderken bize sunulan yaşamın hakkını verdiğimizi söyleyebilir miyiz?
Ama kaliteli yaşlanmak diye de bi' şey var. Bu işlere kafasını çokça yormuş biri olarak, güzel yaş almak-yaşamak için size önereceğim sekizli şu: Stresi yaşamdan uzak tutmak, gülümsemek, sağlıklı beslenmek, alkol ve sigaradan uzak durmak, egzersiz yapmak, iyi uyumak, sevmeksevilmek ve coşkuyla çalışmak.

BUNLARA DİKKAT!
Ha bir de medikal estetiğin ve estetik cerrahinin bize sunduğu hizmetler var tabii. Bkz: Botoks, dolgu, somon DNA, yüz germe, vesaire vesaire...
Bazılarında mis gibi sonuç verirken, bazılarını korkunç hallere sokabiliyor bu müdahaleler. Ve fakat vazgeçilmiyor. O zaman bu haftanın sağlık-güzellik-diyet konusu medikal estetik olsun.
Botoks, dolgu, somon DNA nedir, nasıl yapılmalıdır? Hangisi faydalıdır? Araştırayım da yazayım dedim.
Ünlülerin vazgeçilmezi Estetik Cerrah Dr. Serhat Tuncer'in kapısını çaldım. Tabii estetik cerrahı görünce kadın kısmı kendinden geçiyor, soru üstüne soru soruyor. Tabii bizim konumuz botoks ve dolgu...
"Efendim botoks ve dolgu ne zaman yapılmalıdır?" soruma doktorumuz; "Kişi ihtiyaç hissettiği zaman" cevabını verdi.
Medikal estetiğin uzun süreli cilt altı makyajı olduğunu, geçici çözümler sağladığını, mesela botoksun dört-altı ayda bir, dolgunun da altı ay-bir yılda bir yenilenmesi gerektiğini söyledi. "Bu işlemler kalıcı çözümler değil; yaşlanmayı erteleyen, görüntüyü kurtaran çözümler" dedi. Ha botoks ve dolguyu, çizgileri oturmadan önlem almak için yaptıranların da olduğunu, bunun da doğru bir hareket olacağını da ekledi.

SOMON DNA'SI NEDİR ?
Peki kuaförlerde bile botoks yapılırken, eline iğneyi alan yakaladığının orasına burasına bu maddeleri sıkarken, kaşlar soru işaretine, yüzler yaratığa dönerken; bizim bu işlemleri yaptırırken nelere dikkat etmemiz lazım? Dr. Serhat Tuncer der ki;
Biz estetik cerrahlar, birer sanatçıyız.
Her uygulama onu yapanın ve yaptıranın eseridir. Burada göz estetiği çok önemlidir.
Kasları iyi bilmek önemlidir. Mesela kaşları gözlerine yakın olan birinin alnına botoks yaparsan, kaşlar tümden gözün üstüne düşer.

'DUDAK ÇOK ÖNEMLİ'
Botoks, estetikte bir mucizedir ama doğru ve dozunda kullanılmalıdır.
Cerrahiyle düzeltilmesi gereken konuları medikal estetikle (botoks, dolgu gibi) düzeltmeye kalktıklarında kötü görüntüler çıkıyor ortaya. Cerrahi bilmeyenler, ver Allah'ım ver dolgu-botoks yapıyorlar. Bu yanlış.
Mutlaka cerrahlara danışılmasını öneriyorum.
Dolgular kısa süreli, orta süreli ve kalıcı olarak üçe ayrılıyor. Kalıcı olanları yaptırmamak lazım, orta süreliler en güvenilir olandır.
Yeni çıkan ürünlere hemen rağbet edilmemeli. Kullanılmış, sonuçları alınmış ürünler seçilmeli.
Hiç dudağı olmayan biri dolgu yaptırmamalı. O zaman dudağı öne iter ve balık dudağa döner. Ördek dudaksa, dudağı olana fazladan yapılan dolgudur ama bunu isteyenler çok var. Dünyanın güzel saydığı tüm yıldızlar dudaklıdır. Dudak güzellikte çok önemlidir ve dudaklarını büyüterek daha seksi göründüklerine inanıyorlar.
Dr. Serhat Tuncer'den bu bilgileri alıp doğruca Nişantaşı'ndaki Ayşe Estetik'e gidiyorum. Kendisi ünlülerin, futbolcuların, ekran yüzlerinin estetik danışmanı, her gidişimde en az üç ünlü görüyorum ve Ayşe'ye soruyorum; "Bu aralar en popüler uygulama nedir?"
Somon DNA 'sıymış. Sadece kadınlar değil, özellikle futbolcular da Somon DNA'sı yaptırıyormuş. "Nedir bu?" dedim ve uygulamaya girdim. Yüzünüzü önce kremle uyuşturuyorlar, sonra incecik iğneyle dört bir yanına somon DNA 'sını enjekte ediyorlar. Evet, çok az acıyor ama hemen geçiyor.
Bu harika bir cilt bakımı ve üç kere yaptırmak gerekiyor. Morarma, şişme olmuyor, güne devam edebiliyorsunuz. Cildi besliyor, gençleştiriyor. Böylece yaşlanmaktan tırsan yüreğinize sular serpiliyor.