Cumhuriyet gazetesi günlerdir birinci sayfadan Serpil Çelenk Güvenç'in 'Darağacına Mektuplar' kitabından Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla ilgili bazı belgeleri ilk kez yayınlayacağını duyuruyor.
En çok merak uyandıran da "ABD'den 'acımayın' diye mektup yazan Turgut Özal kimin sesi oldu?" anonsuydu...

BEKLEMEK!
Beklenen gün geldi çattı, dün Cumhuriyet'e baktım, Özal'ın mektubu yoktu. Ama dün Can Dündar, Özal'ın tarihi mektubunu Milliyet'in manşetinden duyurdu.
Başta "Dündar önce davrandı" dedim ama yazıyı okuyunca onun da beklediğini öğrendim. Hem de epeyce bir süre beklemiş. Dündar, Güvenç'in önsöz yazması için kitabın taslağını aylar önce kendisine yolladığını yazmış. Demek ki, Dündar büyük bir nezaket örneği gösterip, Cumhuriyet'le aynı gün yazıyı yayınlamak için beklemiş. Halbuki beklemese de olurdu, gazeteci beklemez!
Aslında Cumhuriyet'in böylesine önemli bir mektubu günler önceden duyurması hataydı, bu anonsu görüp başka gazeteler de yazabilirdi.
En büyük hata ise dün mektubun yayınlanmamasıydı.
Cumhuriyet beklemeye devam etsin! Tam anlamıyla mobil gazeteciliğe geçilince ne yapacaklar acaba?