Türkiye'de yazılı magazin basını ile TV magazinini ikiye ayırmak gerekiyor. TV magazinciliği, kalite olarak yerlerde sürünüyor. TV magazin programları; Yeşim Salkım- Seren Serengil- Gülben Ergen-Hande Yener-Demet Akalın beşgeni üzerinde dönen kadınsal çekişmeler ve seviyesiz tartışmalara odaklanıyor.
Oysa magazin; insanların kafasını dağıtacağı, ünlüler hakkında merakını gidereceği pembe habercilik demek. Magazin, insanlara keyif vermeli ve esprili olmalı.
Ne yazık ki; yazılı magazin basını da zaman zaman TV'deki seviyesiz magazinin etkisine giriyor; en azından bu kavgaları haber yapmak zorunda kalıyor. Bu noktada GÜ- NAYDIN ekibinin fark yarattığına inanıyorum. GÜNAYDIN'da yersiz ve seviyesiz polemikler yerine, pozitif ve eğlenceli haberlere, röportajlara yer veriliyor. En çok hoşuma giden ise; GÜNAYDIN'ın köşe yazarlarına çok sık malzeme vermesi... Sinan Özedincik yönetimindeki GÜNAYDIN ekibinin özel haberleri ve röportajları, kamuoyunda da tartışma yaratıyor. GÜNAYDIN'da; toplumu ilgilendiren, kültür-sanata katkısı olan magazin haberlerini ve röportajları da okuyabiliyorsunuz.
Örneğin; günlerdir GÜNAYDIN'ın MESAM haberleri konuşuluyor. Bu haberlerden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, MESAM ve telif hakları konusunda eser sahiplerinin yararına harekete geçmesi beklentisi oluştu. Şarkıcılar, besteciler ve söz yazarları, telif haklarını adil bir şekilde paylaşırsa; bu, daha çok eserin ortaya çıkmasına neden olur ve sonunda kazanan da halk olur.