Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

İstanbul’u alan Türkiye’yi alır mı? Emin misiniz?

Afyonkarahisar'ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Güney beldesinde yapılan belediye başkanlığı seçimini AK Parti kazandı. 1830 seçmen bulunan beldede, 126 kişi oy kullanmadı, 103 oy da geçersiz sayıldı ve AK Parti bin 21 oy ile rakiplerine açık ara fark attı.
Gelecek Partisi seçim öncesi beldeye resmen çıkartma yapmıştı. Ahmet Davutoğlu miting düzenlemişti ve "Bu bizim ilk seçimimiz, ilk zaferimiz olacak" diyordu. Sadece 17 oy alabildiler.

Oysa sandık müşahitleri arasında yaşanan gerginlik sonrası çıkan kavgaya katılan Gelecek Partililer'in sayısı bile 17 kişiden fazlaydı!
CHP 29, İyi Parti 23, Gelecek Partisi 17, Yeniden Refah Partisi 7, Saadet Partisi 4 oy aldı iyi mi?
Muhalefet partileri sürekli erken seçim isterken seçimi kazanacaklarından eminken, AK Parti adayı Erol Karabacak'ın kullanılan oyların yüzde 63'ünü alması muhalefette şok etkisi yaratmalı!

"İstanbul'u alan Türkiye'yi alır" söylemi yoksa 2023'te doğru çıkmayacak mı? AK Parti, Anadolu'da güçlü olduğunu bir kez daha kanıtladı. CHP'nin sadece 27 oy alması utanç duyulacak bir sonuç değil mi? Yoksa ben mi abartıyorum?
Dünü ana akım gazetelerin birinci sayfasında bile Güney beldesi seçim haberi çok küçük görüldü. Seçim anketleri bile daha büyük haber oluyor. Oysa sandık kavgasının bile yapıldığı bir yerel seçim, en kapsamlı seçim anketinden bile daha sağlıklı veriler sunar.
Bence Güney beldesi seçimi, 2023 Seçim'i öncesi en gerçekçi seçim anketidir. AK Parti Afyon teşkilatının seçime iyi hazırlandığı, çok çalıştığı bir gerçek. Öte yandan salgın yüzünden insanların uzun süre işine gidemediği, esnafın kepenk açamadığı, başta turizm olmak üzere birçok sektörde ciddi ekonomik daralmaların yaşandığı bir dönemde AK Parti'nin açık ara farkla seçim kazanması, muhalefet partileri için özeleştiri fırsatı aslında.
Türkiye, Z kuşağına güvenilerek, Twitter'dan, sokak röportajlarından bakılarak analiz edilemeyecek kadar sürprizlere açık bir ülke.

***


ÜNİVERSİTELER DENİZ KUSUNCA UYANDI!
"10-15 yılda bir deniz fazla ısındığında oluyor, geçer" diye başta önemsenmeyen deniz salyası, nihayet gündemin birinci maddesi. Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesini iptal eden, hatta gülerek 'temel atmama' töreni düzenleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sorumluluğuna bırakılmayacak kadar büyük bir çevre felaketi olduğu sonunda anlaşıldı.
Evet, bu felakette Marmara Denizi'ne kıyısı olan tüm illerin payı var. Uzun yıllara dayanan bir çevre kirliliği bu. Ne yazık ki, Karadeniz'de ve Çanakkale Boğazı'nda da görülmeye başladı. Ege ve Akdeniz'e de inerse yandık!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir eylem planı hazırladı. 7 gün 24 saat çalışılarak sorunun çözüleceği açıklandı. Bu kararlı tutumdan ümitliyim.
YÖK, "Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu için harekete geçildi" diyor! Daha önce neredeydi üniversiteler? Bizi uyarması gerekenler kış uykusundaydı! Deniz ben artık bu kirliliği taşıyamam diye pisliği kusunca deniz salyasının farkına vardılar!
Marmara Denizi'ndeki kirlilik bilim insanları tarafından rutin bir şekilde incelenmiyor mu? İş işten geçmiş, bütün Marmara Denizi'ni deniz salyası kapladıktan sonra üniversiteler araştırma yaptı!
Üniversitelere araştırma yapsınlar, önceden uyarı yapsınlar diye büyük bütçeler ayrılıyor. Ama en önemli üniversitelerimizde bilim yerine siyaset yapılıyor. Deniz salyası sorununda üniversiteler sınıfta kalmıştır!

***


HAYVAN HAKLARINDA DEVRİM
Hayvanları Koruma Kanunu çıkmak üzere...
Taslak metninden bazı maddeler ortaya çıktı:
■ Artık hayvanların kimlikleri olacak.
■ Beslediği hayvanı sokağa terk edenlere 2 bin TL para cezası verilecek.
■ Hayvanların üzerinde bulunan çip ile hayvanı kimin sokağa bıraktığı rahatlıkla tespit edilecek.
■ Hayvanların sağlıksız ortamlarda tutulduğu petshoplar kapatılacak. Onların yerine hayvanların bakımı çiftliklerde yapılacak.
Özellikle hayvansever dostlarımız bu kanunun çıkmasını dört gözle bekliyordu.
Kanun sadece kedi-köpekleri değil bütün hayvan dostlarımızı dikkate alınarak hazırlandı. Hayvanlara yönelik bireysel suçlarda bile iktidarı suçlayan bazı hayvan hakları savunucuları bakalım bu devrim niteliğindeki kanun hakkında sosyal medyada olumlu şeyler yazacaklar mı?

***


ÖNÜ 2007, ARKASI 2009 MODEL OTOMOBİL!
İstanbul Arnavutköy'de Sezgin Özata, 30 yıldır para biriktirip aldıkları ikinci el araba ile kaza yapınca oto tamirciye gitti. Bir ekspertiz çağrıldı ve aracın önünün 2007 model, arkasının 2009 model, kaputunun ise 2008 model olduğu ortaya çıktı.
Otomobili satan adamı aradı, o da "Ben size nasıl sattıysam siz de başkasına satın" demiş iyi mi? Aklınıza gelen ilk soruyu yanıtlayayım; aracı alırken de bir ekspertize kontrol ettirmişler.

Demek ki bir ekspertizin kontrol etmesi de yetmiyormuş!
Özata hem aracı satana hem de ekspertize dava açmalı. Peki, farklı araçlardan topladıkları parçalarla yeni bir araç ortaya çıkarıp piyasaya süren oto tamircilerin, kaportacıların bu işte suçu yok mu?

***


TİKTOK'A DAVA!
Hollanda'da 'Çocuk kullanıcıların veri gizliliği ve güvenliğini ihmal ettiği' iddiasıyla TikTok'a dava açıldı. Avrupa'daki 64 bin ebeveyn adına açılan davada istenilen tazminat miktarı 1.4 milyar avroyu aşıyor.
TikTok'un gerekenden fazla kullanıcı verisini depoladığı ve çocuk kullanıcıların zararlı içeriklerle karşılaşmasını engellemediği iddia ediliyor.
Ülkemizde çocuklarda ve gençlerde yaşanan yozlaşmada TikTok'un da payı var.
TitTok'da popüler olacağım diye yapılan rezillikleri uzun uzun anlatmama gerek yok herhalde.
TikTok, Avrupa'da yaptığı ihmalleri ülkemizde de yapıyor ama dava açmayı akıl eden yok! Aynı dava bizde de açılmalı.

***


Altyazı
"Evrenin en dandik kuralı: Bir şeye muhtaçsan, asla senin olmaz..." (Simpsons)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA