Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

2002 öncesi Türkiye gibi!

ABD'de son 15 yılın en büyük banka iflasları yaşandı. Amerika'nın 16'ıncı büyük bankası olan Silikon Vadisi Bankası'na (SVB) kayyum atandı.
Wall Street'te şirketlerin hisseleri büyük ölçüde eridi.
SVB'nin ardından özellikle kripto işlemlere aracılık eden Signature Bank da iflas etti.
Amerikan Hazine Bakanı Janet Yellen ise "Batan bankayı kurtarmayacağız" dedi.
Uzmanlara göre faiz artışlarının gelmesi özellikle teknoloji sektörü açısından durumu problematik yaptı.
Fed'in hızlı faiz artırımı sonrası SVB Bank'ın ardından Signature Bank da battı. Bankayı, elindeki varlıkları zararına satması bile kurtaramadı.
Bankaların batmasının domino etkisi yaratmasından korkan insanlar, verilen maksimum nakit miktarını çekmek için ATM'leri dolaştı. Ancak çoğu paralarını çekemedi.



Ve insanlar batan ya da kayyum atanan bankaların merkez binalarının önünde para çekmek ya da emekli hesabını kapatmak için uzun kuyruklar oluşturdu.
Tüm bunlar kapitalizmin beşiği ABD'de yaşandı!
Türkiye'de insanların bankalardan paralarını çekemediğini düşünsenize neler olurdu acaba?
Sosyal medya çalkalanır, oluşan psikolojik etki dövizi etkiler ve büyük bir panik oluşurdu.
Türkiye son dönemde ekonomik açıdan zor günler yaşadı. ABD eski Başkanı Donald Trump'ın "Türkiye ekonomisini mahvedeceğim" diye tweet'ler attığı, finansal yapımıza küresel çapta saldırılar olduğu dönemde bile bankalarımız ABD'dekiler gibi batmadı.
ABD'deki banka önlerindeki kuyruklar 2001 yılı ve öncesindeki eski Türkiye'yi hatırlattı.
O yıllarda birçok banka iflas etmiş ya da devlet tarafından el konulmak zorunda kalınmıştı!
Ve vatandaşlar bankalara koşmuştu! Gençler bilmez o günleri, anlatmak lazım!

***


İSTANBUL'DA LİSELİ NAZİLER Mİ VAR?
14 Mart'ta İstanbul'da Üsküdar Amerikan Lisesi (ÜAL) Futbol Takımı oyuncuları, Ulus Özel Musevi Lisesi (UÖML) ile yaptıkları maçın seremonisinde ve gol atıklarında üst üste Nazi selamı vermişler.
Türkiye Yahudi Toplumu da olayı takip ettiklerini ve gerekli girişimlerde bulunduklarını bildirdi.
ÜAL yönetimi de yapılan hareketten dolayı üzüntü duyduklarını ve olayla ilgili soruşturma başlattıklarını açıkladı.
Nazi selamı zaman zaman futbolda karşımıza çıkıyor. Örneğin İtalya'nın Lazio takımının Nazi selamı vakaları var.



Lazio'nun Irriducibili isimli fanatik grubu, İtalyan faşist lider Benito Mussolini'ye destek veren pankartlar açmaları, faşist tezahüratlar yapmaları ve Nazi selamı vermeleriyle tanınıyorlar.
Hadi İtalya'nın geçmişinde Mussolini vakası var. Faşizme geçmişten kaynaklı bir bağ var.
Öte yandan İstanbul'da bir lisede, hem de bir Amerikan kolejinde öğrencilerin Nazi selamı verecekleri aklımızın ucundan bile geçmezdi.
ÜAL'nın 97 mezunları, Nazi selamı veren çocukların okul hayatları boyunca spor etkinliklerinden men edilmelerini istemiş.
Bunlar ergen çocuklar! Yaptıkları selamın anlamını bile bilmiyor olabilirler.
Kişisel fikrimi sorarsanız; bu olay ergen şakası gibi duruyor.
ÜAL'da Nazi sempatizanı faşist bir yapılanmanın olduğunu düşünen yoktur herhalde. Eğer böyle bir yapılanma varsa sorumlular cezalandırılmalı!

***


NEDEN KURTARMADI?
Şanlıurfa'daki sel felaketinde medyaya düşen bir video büyük tepki çekti.
Sele kapılan bir vatandaş kurtarılmak için elini uzatıyor ama karşısındaki kişi o eli tutmak yerine video çekmeye devam ediyor.
Görüntülerde videoyu çeken görülmüyor. Belki de o kişi adamı çekecek güce sahip olmayan bir çocuk olabilir. Elini uzatsa belki o da sele kapılacaktı.



Tanımadığım bir kişi için empati kurmak da istemem. Belki de videoyu çeken vicdansız biriydi ve video çekmeyi adamı kurtarmaya tercih etmiş de olabilirdi.
Ancak olayın detayını bilmeden linç etmek, "Biz hangi ara bu kadar vicdansız olduk" gibi büyük genellemeler yapmak doğru değil.
Aynı selde hayatını riske atıp insanları kurtaran birçok kahraman da vardı!

***


YOK, BÖYLE BİR KISKANÇLIK
Şampiyonlar Ligi'nde Manchester City'nin Leipzig'i 7-0 yendiği maçta beş gol atan Erling Haaland, altıncı golü atarak rekor kıracağı bir anda (63. dakikada) oyundan alındı.
Ve Haaland da hocası Pep Guardiola'ya "Beni niye oyundan aldın?" der gibi baktı.
Norveçli golcü, Devler Ligi'nde Lionel Messi ve Luiz Adriano'nun ardından tek maçta beş gol atma başarısı gösteren üçüncü futbolcu oldu.
Oysa oyundan almasaydı bir, hatta iki gol atma olasılığı yüksekti.



Guardiola'nın egosu futbolcularından rol çalacak kadar yüksek!
Haaland'ı daha önce de üç-dört gol atmışken kenara aldığı maçlar oldu.
Haaland'ın takımın önüne geçmesini istemiyor olabilir ama bir futbolcu çok gol atmasın diye kenara almak görülmüş şey değil.
Geçtiğimiz aylarda Guardiola, "Haaland'ın gol atmak için takıma ihtiyacı var. O topu aldığında Messi gibi 3-5 kişiyi çalımlayıp gol atamıyor" gibi gereksiz bir açıklama yapmıştı!
Yani Messi'nin rekorunu geçmesin diye oyundan almış bile olabilir.
Böyle büyük kıskançlığı en son Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman'da görmüştüm.
Kendi gol rekorunu kırmasın diye ne yapıp edip Alex'i Fenerbahçe'den kovdurmuştu!

***


41 YAŞINDA MİLLİ
Milan'ın yıldız golcüsü 41 yaşındaki Zlatan İbrahimovic, İsveç'in 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde oynayacağı Belçika ve Azerbaycan maçlarının kadrosuna çağrıldı. İbrahimovic, dokuz aylık sakatlığının ardından ilk kez geçen ay yeşil sahalara geri döndüğünde Serie A'da üç puanlık sistemin uygulandığı dönem içinde forma giyen en yaşlı oyuncu unvanını almıştı.



Ön çapraz bağ sakatlığı gibi zor bir sakatlıktan 41 yaşında kurtulup, sahalara dönüp, iyi de oynayıp milli takıma tekrar çağırılmak ulaşılması zor bir seviye! Cristiano Ronaldo bile bu seviyeye ulaşamayabilir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA