Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUBA KALÇIK İLE GÜNDEME DAİR TUBA KALÇIK

Geçtiğimiz günlerde baba olan Kenan İmirzalıoğlu GÜNAYDIN’a konuştu: Baba olunca yenilendim tamamlandım saflaştım

Geçen ay kızı Lalin’i kucağına alan ‘Kim Milyoner Olmak İster’in sunucusu Kenan İmirzalıoğlu “Benim için yeni bir hayat başladı” dedi ve ekledi: “Hissedilmez, yaşanır’ cümlesinin tam karşılık bulduğu yerdeyim... Babalığı şu ana kadar bildiğim cümlelerle anlatabilmem zor. Kendimi hem yenilenmiş, hem tamamlanmış, hem biraz daha saflaşmış, biraz daha bütün insan evlatlarına yakınlaşmış gibi hissediyorum.”

Atv'nin efsane yarışması 'Kim Milyoner Olmak İster'in sunucusu Kenan İmirzalıoğlu, GÜNAYDIN'a konuştu. Geçen ay kızı Lalin'i kucağına alan İmirzalıoğlu; babalığı, evliliği, oyunculuğu, Türkiye'nin sağlık sistemi ve rol aldığı Türk Telekom'un reklam filmiyle ilgili samimi açıklamalar yaptı.
Oyunculuk kariyerinizde yaşadığınız en büyük dönüm noktası neydi?
1997'de Best Model of the World seçildikten sonra, oyunculuk aklımda çok da yokken, bana o dönem dört dizi teklifinde bulunulmuştu. O işlerin arasında 'Deli Yürek'in hikayesi dikkatimi çekmişti. Bununla beraber tabii Osman Sınav'ı tanıma şansım oldu. Sanırım kariyerimin hem başlangıç, hem de dönüm noktası, 'Deli Yürek'i seçmek ve Sınav ile bu yolculuğa başlamaktı.

SAMİMİ OLMAYA ÇALIŞIYORUM

Dizilere ara vermenizin nedeni sürelerinin çok uzun olması mı?
Bir sorumluluk aldığımda üzerime düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum. Dizi sürelerinin uzaması sebebiyle, seyircinin beklentisini karşılayacak kaliteli işler yapma konusunda endişeliyim. O nedenle seçiciyim. Bunun üstesinden geleceğimize inandığım bir proje olursa kabul ederim.
İzleyiciyle aranızda özel bağ olduğunu düşünüyorum...
Bahsettiğiniz bağ bilinçle, stratejiyle kurulmuş bir bağ değil. Yılların getirdiği bir sonuç. Bunun nasıl olduğuna dair net bir fikrim yok. Ben hep işlerimi seçerken de, hayatıma ve kendime karşı da samimi olmaya çalışıyorum. Bu bana iş seçerken ekstra sorumluluk yüklüyor. Hem benim, hem de seyircinin beklentisini boşa çıkarmayacak, aynı zamanda heyecanlandıracak işleri seçmeye özen gösteriyorum. Böyle bir karşılık bulmuşken bunu devamlı hale getirmek ve daha da büyütmek bizim elimizde.
Geçtiğimiz günlerde baba oldunuz... Neler hissediyorsunuz?
Sanırım 'Hissedilmez, yaşanır' cümlesinin tam anlam bulduğu yerdeyim... Şu ana kadar bildiğim cümlelerle bunu anlatabilmem kolay değil, tamamen yeni bir hayat başladı. Tecrübeli babalar bunun başlangıç olduğunu, ileride dozajının daha artacağını söylüyor. Bu da heyecanlı bir bekleyiş. Çok güzel hisler var, bunları anlatmak zor. Kendinizi yenilenmiş, tamamlanmış, biraz daha saflaşmış, biraz daha bütün insan evlatlarına yakınlaşmış gibi hissediyorsunuz.

SAĞLIKTAKİ YATIRIMLARIMIZ SAYESiNDE BATI'NIN DURUMUNA DÜŞMEDİK

Karantina sürecini nasıl geçirdiniz? Ülkemiz sizce bu süreçte nasıl bir sınav verdi?
Karantina döneminde programımıza ara vermedik. Stresli de olsa insanların ekranda yeni içerikler izleyebilmesi için önlemlerimizi artırarak çekimlerimize ve yayınlarımıza devam ettik. Öncelikle pandemi döneminde kendi canlarını hiçe sayarak çalışan sağlık çalışanlarımıza buradan teşekkür etmek istiyorum, şükranlarımı sunuyorum. Birçok Batı ülkesinin durumuna düşmememizin en büyük sebebi, şüphesiz zamanında sağlık alanında yapılan büyük yatırımlar ve bu alandaki donanımımızın diğer ülkelere nazaran daha iyi olması. İnşallah bu bela ülkemizden ve dünyadan çekilecek ve hepimiz rahat bir nefes alacağız.

YERLİ VE MİLLİ BİR MARKAYLA YOLA ÇIKMAK HEYECAN VERİCİ

Türk Telekom'un reklam yüzü oldunuz. Denemediğiniz ürünlerin reklamlarında oynamama gibi bir tercihiniz var mı?
Samimiyet ve gerçeklik önemli. Teklif geldiğinde kriterim bu olmuştu. İnanmadığım bir markanın yüzü olmam. Teknoloji konusunu toplumsal mesele olarak görüp bu alanda yatırımlar yapmayı misyon edinmiş, ülkemize uçtan uca 180 yıldır hizmet götüren yerli ve millî bir markayla yola çıkmak heyecanlı bir yol oldu.
Türk Telekom'un çekim gücünü anlatan reklam filmi çektiniz...
Türk Telekom, çekim noktalarını artırmak için yoğun çalışmayla son iki yılda alt yapısını yeniledi. Filmimizde 'Türkiye için yenilendik' diyerek tüm Türkiye'ye Türk Telekom'un yaptığı yatırımları anlatmayı hedefledik. Bunu da sıcak bir filmle iyi aktardığımızı düşünüyorum. Reklamımız çok önemli bir başarıyı anlatıyor. Müthiş emek, binlerce insan, büyük yatırımlar söz konusu.

REKABET ORTAMINI HİSSETMEDİM BENİM YARIŞIM HEP KENDİMLE

Meslektaşlarınızla aranızda çok iyi bir diyalog var. İçinde bulunduğunuz bu rekabetçi ortam sizi nasıl etkiliyor?
'Deli Yürek'ten itibaren, hayallerimle buluşan ve beni heyecanlandıran işlerde çalışmak istedim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bir sonraki işimde daha da iyisini... Hep derdim, odağım kendimle ve kendimi hep daha ileriye taşımakla ilgiliydi. Dolayısı ile bir yarış varsa, o benim kendi içimdeydi. Dediğiniz gibi meslektaşlarımla bir rekabet ortamını şu ana kadar hiç hissetmedim. Meslektaşlarımla çok benzer duygular yaşamamızdan ötürü de birbirimizi anlamamız, güzel diyalog kurmamız kadar doğal bir şey olamaz diye düşünüyorum.

TÜM DÜNYACA BİLİNEN BİR İÇERİĞİN SUNUCUSU OLMAK CİDDİ SORUMLULUK

Uzun süredir atv'de 'Kim Milyoner Olmak İster' yarışmasını sunuyorsunuz. Böyle kült olmuş bir yarışmayı sunmak size neler hissettiriyor?
Programın açılış anonsu 'Dünyanın en çok seyredilen ve en çok kazandıran bilgi ve kültür yarışması.' 1998'den bu yana 100'ün üzerinde ülkede yayınlanmış bir program. Tüm dünyaca bilinen ve izlenen bir içeriğin sunucusu olmak ciddi bir sorumluluk. Ben de böyle yaklaşıyorum. Aslında bu yarışma, ekranın önünde bir sunucunun soruları sorması ve bir yarışmacının da cevap vermesinden ibaret gibi görünüyor. Ancak o koltukta bir yarışmacı ağırlarken, heyecanını nasıl yatıştıracağınız, söylemek istediklerini daha rahat ifade etmesine nasıl yardımcı olabileceğiniz, hayallerine nasıl ortak olacağınız, bunu yaparken nasıl belli bir mesafede durabileceğiniz gibi saymakla bitmeyecek kadar titizlik gerektiren pek çok detay var.

ÇOBANLIK DA YAPTIM TARLADA DA ÇALIŞTIM

Osman Sınav ile röportajımda "Kenan beni her aradığında sesinde vefa duygusunu hissediyorum" demişti... Vefa duygusunun insanın yaşamla kurduğu ilişkinin bütünü olduğunu düşünürüm. Bir köyde doğdum. Doğa ile iç içe büyüdüm. Çobanlık yaptım. Tarlada çalıştım. Bütün bunları yaparken toprağı, alın terini ve en önemlisi insanı ve onu insan yapan değerleri ailemden ve çevremden öğrenme şansım oldu, hepsine minnettarım. Üniversite için İstanbul'a geldim. Hocalarım ve sosyal çevrem sayesinde başka bir vizyon edindim ve bu minnet duygusunu hep taşırım. Bugün ben, beni ben yapan her şeyin bütünüyüm. Yolda bana selam veren bir amcanın, benimle fotoğraf çektiren hayranımın, okuma yazma öğreten öğretmenimin, tarlada çalışırken su getiren arkadaşımın, koyun güderken bana eşlik eden çoban köpeğinin, bir rolün üstesinden gelebileceğimi düşünen yapımcının, dizimi seyreden seyircinin, annemin, babamın, ailemin ve dostlarımın kısaca hayatta karşıma çıkmış herkesin ve her şeyin bir bütünüyüm.

HER TÜR DARBEYE KARŞI OLMAK BOYNUMUN BORCU

Toplumsal olaylara da çok duyarlı bir sanatçısınız. Mesela 15 Temmuz'da demokrasi meydanında çok özel bir konuşma yapmıştınız...
Tabii ki demokrat bir Türk vatandaşı olarak geleceğimize, demokrasimize kast eden her tür darbeye karşı olmayı boynumun borcu bilirim. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmemeli, tanımalıyız.

SANATA OLAN İLGİMİZ EVLİLİĞİMİZİ BESLİYOR

Sinem Kobal'la çok güzel giden bir evliliğiniz var. Eşinizle meslektaş olmanızın olumlu ve olumsuz yönleri nedir?
Eşinizle aynı meslekten olmanın avantajlı veya dezavantajlı olması tamamen eşinize bağlı. Sinem'in kişiliğinden dolayı ve uzun yıllar bu mesleği yaptığı için oyunculuğun zorlu taraflarının yüklerini paylaşabiliyoruz. Stresli anlarımızı, geç geldiğimiz günlerimizi, yorgun günlerimizi... Bir taraftan da bir işi seçerken veya çalışırken birbirimize yardımcı oluyoruz. Yeri geliyor birbirimizi motive ediyor, yeri geliyor herkesten daha çok eleştirebiliyoruz. Sanata olan ilgimizle birbirimizden besleniyoruz. Ne mutlu ki meslektaş çift olmanın avantajlarını yaşıyoruz.

DİZİLERİMIZİN YURT DİŞINDAKİ BAŞARISI GURUR VERİYOR

Dizilerimizin yurt dışına açılması ülkemize olan ilgiyi artırdı. Ne düşünüyorsunuz?
Arjantin'den Avustralya'ya, İspanya'dan Paris'e kadar turist olarak gittiğim ülkelerde bana gösterilen ilgi ve bana sorulan diğer Türk dizileri; hem bana, hem de eminim ki bütün oyuncu arkadaşlarımıza gurur vermiştir. Bu sektör adına hepimizi mutlu eden bir durum. Birçok arkadaşımız yurt dışında bu ilgiyi, bu teveccühü, bu sevgiyi görüyor. İnşallah bundan sonraki jenerasyonlara da bu enerjiyi, çekim gücünü devam ettirecek stratejiyi, planlamayı yapabiliriz, çünkü dünyada böyle bir karşılık bulmuşken bunu devamlı hale getirmek ve daha da büyütmek bizim elimizde.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA