Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Sahte senet ve iş takibi

Mansur Yavaş ne anlattı? Siz ne anladınız? Benim gördüğüm kadarıyla laf çevirdi. İşi hukuki kavramlara boğdu. Sonra biraz da içine mağduriyet sosu kattı. Yok Necmettin Kesgin suç makinesiymiş falan. Seçimler öncesi bu gibi bir dava neden gündeme geliyormuş? Kazanacakmış ama saldırı altındaymış. Bir sürü mugalata.
Halbuki mesele basit. Ortada bir sahte senet var. Mansur Yavaş bu sahte senedi tahsil etmeye çalışmış. Hem hukuki yoldan hem de tehdit yoluyla. Mahkeme Mansur Yavaş'ın sahte senet sunduğuna hükmetmiş. Bir de sahte senet sunduğu için para cezası kesmiş. Sonra bu karar Yargıtay'a gitmiş. Yargıtay da aynı kararı onamış. Kısaca söylemek gerekirse ortada sahte senetle para tahsil etmeye çalışan bir Mansur Yavaş. Kimse bunu gargaraya getirmeye çalışmasın.
Evet hikâyenin devamı da var. Necmettin Kesgin hakkında mahkeme süreci de devam ediyor. Getirip önümüze bunu koyuyorlar. İyi de Necmettin Kesgin suçlu olsa da bu Mansur Yavaş'ı temize çıkartır mı? Bir adam suç işlemiş bile olsa siz ondan sahte senetle para tahsil etmeye kalkabilir misiniz?
Bırakın bu hukuki karmaşayı. İşin asıl ilginç tarafı şu: Mansur Yavaş bu parayı neden talep ediyor? Hangi hizmeti vermiş? Hangi malı satmış da 600 bin dolarlık bir senet almış? Bunlara da girmiyor Mansur Bey. Bu basit sorulara cevap verebilse kendini kolayca temize çıkartabilir. Gördüğümüz kadarıyla arabuluculuk yapmış. Bu da hukuki bir eylem olabilir. Ancak Mansur Bey resmi arabulucu olduğuna dair bir belge de göstermiyor. Vergilendirilmiş ve resmi bir arabulucu mudur? Bunu da söylemiyor. Eğer öyleyse çıkartacak anlaşmayı. Gösterecek insanlara. "Şu hizmet karşılığı şu kadar alacağım vardı" diyecek. Ancak bunların hiçbirini söylemiyor.
O zaman biz de akıl yürütüyoruz. Ve benim anladığım kadarıyla Mansur Yavaş aslında bir çeşit iş takipçisiymiş. Oradan da komisyon talep ediyormuş. Hem de bayağı kirli ilişkiler içine dalmış. Yüksek miktarda alacak davalarında belki siyasi nüfuzunu da kullanarak iş bitirmiş olabilir. Kandırmayalım birbirimizi. Bu tür işlerin ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz. Bence bu yüzden Mansur Yavaş'ın asıl açıklık getirmesi gereken konular bunlar. Ama o topu taca attıkça üzerindeki soru işaretleri de giderek artacak.
Bir de Mansur Yavaş'ın fahri avukatları var. Meseleyi karartma peşindeler. Yok efendim sahte senet işi suçmuş da öyle suç değilmiş. Cezaymış da öyle bildiğimiz cezalardan değilmiş. Neymiş? Koyun adını da biz de bilelim. Bırakın bu hukuk jargonunu. Hani temiz siyasetten yanaydık ya. Hani şeffaflık istiyorduk ya. Daha iktidarda değilken bu tür siyasi nüfuz işlerine gireceksiniz sonra da temiz siyaset diyeceksiniz. Yok öyle iş.
Ha bir de "bu bir mağduriyet yaratır" diyenler var. Bu da çok saçma bir laf. Ezberden geliyor. Buradan mağduriyet falan çıkmaz. Mağduriyet olması için öncelikle haklı bir davanız olması lazım. Bu öyle bir iş değil. Sahte senet kullanmak suçtur. Gayri resmi yollardan iş takipçiliği yapmak ayıptır. Her kim olursa olsun, telefonla birini tehdit etmek ve şantaj yapmak hem suçtur hem ayıp. Bunlar ortaya dökülünce de mağduriyet edebiyatına sarılmak başka bir ayıp.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA